top of page

Chat no: 003 - Tarih : 30 eylü 2001

Yazarın fotoğrafı: WemburokratWemburokrat

Güncelleme tarihi: 19 Mar 2023

Üstnot:<> ile başlayan kesimler Aiberg’e ait değildir.

Kısaca

Slm slm.

Bu arada corrosive isimli bir hanım, çok kötü yazıyordu. Geçen sefer bizde de yer alıyordu. Chat'ten bir bölümü tornistan ederek asmış. Kapıları kapadık. Bugün iki forumda pes etti. Çünkü kafamdaki takvim 1 Ekim'e kadar onları sonsuza kadar susturmaktı. Başardık, İki forumun da editörleri corrosive'i dışarıladı. Geçen hafta da chat'imize girmiş. Aslında bayan ama erkek ağzıyla ve erkekten beter küfür ediyor. Çok iğrenç fotoğraflar asıyor. Böyle bir bayan hayatımda görmedim. Hasta olduğu kesin. Bu arada, Einstein'ın mezarıyla ilgili tek bir bilgi var.

...

İki doğu ve iki batının Rabb'i

Kısa bir süre için, HaberGrubu Home sayfasında kısa değişiklikler yapıyorum. Amacım Zigzag mensuplarının beni kolay araması ve bulması. O bölüme onları organize eden mesajlar yazıyorum. İşi biteni silip yeniden yazıyorum. Bunlar geçici olarak 313'lere verilen talimatlar. Bir süre daha devam edecek, yeniden dört yöne olan Allah armasını / logosunu koyarız. Orası bir süre bizim bill board'ımız olmak durumunda.


<> İşi biteni derken, ne demek istediniz?

ZİP denen bu kodlamayı onlar anında anlayabiliyorlar.


<> Bende o logonun ne anlama geldiğini soracaktım?

O logonun her biri Allah'ın grafik / kufi biçiminde ve 4 yöne yazılışıdır. “Allah, iki doğu'nun ve iki batının Rabbi'dir” ayeti uyarınca, dört yönü oluşturuyor. Doğular :

1. Dogmatik doğu (Taliban gibi).

2. Doğru doğu (Ali İmran-104).

Batılar :

1. Batıl Batı (Ali İmran'da anlatılanlar).

2. Batın Batı (Gizli müslüman).

O logo, Rahman suresindeki iki doğu ve iki batıyı anlatmaktadır. Aslında baklava dilimi gibi değil de, kare olması gerekiyor. Çünkü bazı insanlar içinde “HAÇ” görüyorlarmış. İyi de, Allah'ın adının olduğu yerde haç'ın ne işi var? Üstelik o gördüğünüz amblem eşkenar, yani dik durmak zorunda. Çünkü dikkat ederseniz, Allah yazıları dört yöne doğru ve sanki W, E, M ve 3 gibi durmaktadır. Aslında üç sandığınız doğrudan B harfidir. 12'lik sistemi (WorlDozen) anımsadınız mı? WEMB harfleriyle anlatılıyordu. Bu düzenin adı WEMBing. Gelecekte her dile yerleşmiş bir isim. Hani vardır ya, Kapitalizm, Komünizm gibi, bu da WEMB işte. Adil bir düzen. (Parti propagandası gibi oldu) WEMBdüzenini daha önce sunmuştum. Ama bilmeyenler için bir tekrar olsun.


<> Haber Grubuna yaklaşık 1 aydır yazmıyorsunuz, konular yarım kaldı hep?

Evet, bunun nedeni var. Bugün iki forumu da çökerttim ve geldim. 1 Ekim'de yazıya doyacaksınız merak etmeyin. Buraya doluşma başlamıştı, eskisi gibi gidip orada işi bitirdim. Hani bir söz vardır ya, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” diye, takvim çok iyi çalıştı, bugün iki forum da pes etti. Barış yapıldı. Eğer buraya yazsaydım, corrosive isimli bir bayan, öte taraflara ve kendi açtığı sitesine bizim yazıları götürüyordu. Beni, peygamberliğimi ilan etmekle suçluyordu. Bir zaman yolcusu olduğumu ilan ettiğimi söylüyordu. Oysa ben peşin peşin yazmıştım. Ne derseniz deyin HAVET (Hayır'ın HA'sı, E-VET'in VET'i)! Yani kim ne sorarsa sorsun yanıtım HAVET'tir. Havet'leri anımsarsınız, İbrahim efendimiz, eşi Hacer için “Kızkardeşimdir” demiştir. Çünkü HAVET, böyle bir şey. Yalan söylemek gerekmiyor. Riyakarlık da değil. Havet dendiğinde anlayan anlar ve artık bu konunun üzerine gitmez. “Demek ki adam bir şeyler biliyor” diye düşünmek yeterlidir. Eminim ki, beni hakkıyla anlayanlar...

<> Haber grubuna “Graceland”in sözlerini astım, bunun için biraz daha açıklama yapar mısınız?

Ben boşuna mı, bir şiir yazmışçasına Missisipi ve Tennessee’den söz etmiştim.


<> Zig-zag sanatçılara ve bazı senarist yönetmenlere bilgi de mi sızdırıyor?

Hayır. Zigzag çok nadir olarak bazen değişik bir iki istisna yapıyor ama bunu Türkiye'de hiç uygulamadı. Eskiden cep fotoromanlar çıkardı, romantik İtalyan... Onlar içinde çok seyrek de olsa ZigZag senaryo yazdı. Çünkü bazı deneyleri şifrelemişti. Ben birini anımsıyorum, sanırım 490'lı sayılardan biriydi. Bunların Türkçesi de var. Orada oyuncu Michaela Roc adlı bir aktrist idi. Konu Einstein'ın izafiyet teoreminin Dhurakhapalam ile sınanmasıydı. Üstelik zamanda yolculuğu yaptıran da Gurdjieff idi. Ceylan yayınları mı neyse, öyle bir yerden Türkçesi de çıkmıştı. İşte Zigzag bazen böyle haberleşiyor. O yıl Paul Kamensberg deneyi yapılmıştı. 1974 yılı olabilir. Eğer bu kolleksiyonları bulmanın bir yolu varsa? Türkçesi “Seni Sevmek Kaderim” olan bu CEP FOTOROMANI bulabiliriz. Onu yazan ve uygulayan KMA'dır. Bende yok ama bulabilen olursa, şok olacaksınız.



Graceland

<> Graceland'i kim yazdı?

Paul Simon'a bir genç zenci bayan vermişti sözleri. Albümde kim yazıyor sözler için (text)? Ben bilmiyorum. Müzik Paul Simon'dan, söz ise meçhul bir hanım.

Paul Simon - Graceland


The Mississippi Delta was shining

Like a national guitar

I am following the river

Down the highway

Through the cradle of the Civil War

I'm going to Graceland, Graceland

In Memphis, Tennessee

I'm going to Graceland


Poor boys and pilgrims with families

And we are going to Graceland

My traveling companion is nine years old

He is the child of my first marriage

But I've reason to believe

We both will be received

In Graceland


She comes back to tell me she's gone

As if I didn't know that

As if I didn't know my own bed

As if I'd never noticed

The way she brushed her hair from her forehead


And she said losing love

Is like a window in your heart

Everybody sees you're blown apart

Everybody sees the wind blow

I'm going to Graceland

Memphis, Tennessee

I'm going to Graceland


Poor boys and pilgrims with families

And we are going to Graceland

And my traveling companions

Are ghosts and empty sockets

I'm looking at ghosts and empties

But I've reason to believe

We all will be received

In Graceland


There is a girl in New York City

Who calls herself the human trampoline

And sometimes when I'm falling, flying

Or tumbling in turmoil I say

Oh so this is what she means


She means we're bouncing into Graceland

And I see losing love

Is like a window in your heart

Everybody sees you're blown apart

Everybody feels the wind blow


In Graceland, in Graceland

I'm going to Graceland

For reasons I cannot explain

There's some part of me wants to see Graceland


And I may be obliged to defend

Every love, every ending

Or maybe there's no obligations now

Maybe I've got a reason to believe

We all will be received

In Graceland

Paul Simon - Graceland


Mississippi Deltası parlıyordu

Bir ulusal gitar gibi

Ben nehir takip ediyorum

Otoyolda

Iç savaş beşiği arasından

Ben Graceland'a gidiyorum

Memphis Tennessee'de

Ben Graceland gidiyorum


Fakir çocuklar ve hacılar, aileleriyle beraber

Ve biz Graceland'a gidiyoruz

Yolculuk arkadaşım dokuz yaşında

O benim ilk evliliğimden çocuğum

Ama inanmak için nedenim var

İkimiz de karşılanacağız/İkimize de kucak açılacak

Graceland'da


Bana gittiğini söylemek için geri geliyor

Sanki bilmiyormuşum gibi

Sanki kendi yatağımı bilmiyormuşum gibi

Sanki hiç farketmemişim gibi

Alnından saçlarını nasıl çektiğini


Ve söyledi, aşkı kaybetmenin

kalbinde bir pencere gibi olduğunu

Herkes dağıldığını görüyor

Herkes rüzgarın esmesini görüyor

Ben Graceland'a gidiyorum

Memphis Tennessee'de

Ben Graceland'a gidiyorum


Fakir çocuklar ve hacılar, aileleriyle beraber

Ve biz Graceland'a gidiyoruz

Ve yolculuk arkadaşlarım

Hayaletler ve boş çoraplar(?)

Hayaletlere ve boşlara bakıyorum

Ama inanmak için nedenim var

İkimiz de karşılanacağız/İkimize de kucak açılacak

Graceland'da


New York City'de bir kız var

Kendini insan trambolin diyor

Ve bazen düşüyor, uçuyor olduğumda

Ya da kargaşaya kapıldığımda diyorum:

Kastettiği buymuş demek


Graceland içine sıçrayacağımızı kastediyor

Ve görüyorum, aşkı kaybetmenin

kalbinde bir pencere gibi olduğunu

Herkes dağıldığını görüyor

Herkes rüzgarın esmesini görüyor


Graceland'da

Ben Graceland'a gidiyorum

Açıklayamayacağım nedenlerden dolayı

Graceland'ı görmek isteyen yanım var


Ve savunmak zorunda kalabilirim,

Her aşkı, her sonu

Ya da belki artık mecbur değilim

Belki inanmak için bir nedenim oldu

İkimiz de karşılanacağız/İkimize de kucak açılacak

Graceland'da

Şekil-0 : Graceland şarkı sözleri


<> İlk insanın “ebüwwe” dediğini söylüyorsunuz. Buna benzer dini konularda bazı iddalarınız var? Buna kaynağınız nedir?

Eğer Arapça bilseydin, Ebeweyn = Ana-baba (Arapça), Ebüvve = Ana baba (Sankritçe), şaşardın.


Montauk

<> Montauk'la bilgi araştırdım, tercüme etmeyi düşünüyordum, çok karışık ve şoke oldum öğrendiklerimden dolayı!!

Evet, montauk ile dünyayı yönetmeye kalkışan sistemin engellenmesi gerekiyor. Bu “Öteki bağın” sahiplerinin iğrenç bir planı. Dünyayı yönetmeye hazır BİG BROTHER (Masonik Büyük birader gibi) ve öteki adıyla Big Boss(Büyük Patron), bir diğer adıyla da BBG (Biri bizi gözetliyor gibi). Bu Kur'an'da da var : “Melei Ala”dan haber hırsızlığı. Şifre şöyle : haber = Data, hırsızlık = Çalmak, mele = Empoze, yayın, Ala = En üst sistemden yayın. Bilmem anlatabildim mi? Hani cinler gökte bazı noktalara yerleşirlerdi ya, oradan da melekleri dinlerlerdi. Bu birinci anlamıydı. İkinci anlamı ise magnetosfer. Üçüncü anlamı, beyinlere yayın. İşte Montauk iğrenç bir proje. Bir tür hipnoz gibi.


<> O project'teki uzaylılar melekler mi oluyor? (Yani Leverons, Orion, Antares, Pleiadiens grupları diye geçiyor okuduğum yazıda.) Ve bu gruplardan yüksek teknoloji alıyorlarmış?

Onlar sansasyon, inanmayınız. Mele-i Ala, şudur : doğru olan beyin kanallarından insanlara mesaj ulaştırılabileceğidir. Zaman yolculuğu nasıl saklanmış bir projeyse, Montauk'ta saklı projedir. Çünkü bundan sonraki bilgisayar kuşağı artık, çekirdek asitlerine dayandırılacak. Yani Adenin, Guanin, Cytosin ve Timin'in olası kombinezon tertiplerinden muazzam bir bilgisayar belleği (milyon Terabyte gibi) sıçraması yapılacaktır. Beşinci kuşakbilgisayarlar insan beyni bazında olacaktır. Yani organik hafızalı olacak, mikrochip yerine çekirdek asidi konacaktır. O zaman da altıncı yedinci sekizinci kuşak bilgisayarlar insan beyniyle benzeşecektir. İşte o günlerde, bilgisayar ile insan beyni arasında 16 frekanstan küçük ve 20 bin frekanstan büyük bir iletişim doğacaktır.


<> Saklama kapasitesini artırmak için hd’lerde de bakteri kullanılacak gibi bir makale vardı Chip dergisinde.

Eğer merkezi bir Brain of Brian yapılırsa, DTM'ne bile insanlar dalabilirler uçakla. Bu bilgi maalesef öteki bağın sahipleri tarafından kaçırılmış ve siyonizmin parapsikolojik en üst bölümü B'nit Bniat teşkilatında yer almaktadır.


<> Şu an 20-20000 Hz arasını duyabiliyoruz.

Evet ama, Kur'an'da SAYHA denen bir ses var. İnsanların duyabileceği. Bazen o sayha bir uygarlığı bile yok eden ses topu olabiliyor. (Ad Semud gibi.) Bazen de her insanın beynine girebilen bir FONON yani küresel olmayan ses, Laser gibi tek bir yönde gidiyor. Şiddetinden bir şey kaybetmiyor. Hava gerektirmiyor.


<> Kaç frekansta?

Olay frekans değil. Küresel dalgalar yerine ışık gibi enine (Transversal) ses dalgaları oluşturuyorsunuz. Havasız ortamda da duyuluyor. Ay’da okunan Kur'an gibi. (Ayda kur'an okunduğu doğrudur.)


<> Yani astronotlar beyinlerinde duydular ezanı.

Tüm kayıt cihazlarında. Diyelim ki beyinler yanılıyor. İyi de magnetik teypler yanılır mı? Artık “Bunlar toplu hiphozdur, halusinasyondur” diye kıvırtacak halimiz kalmadı. Evrende bir şeyler oluyor. Ses bile fonon denen bir parçacık aracılığıyla havasız ortamda istenen kişinin alıcısına iletiliyor. Alıcı dediğimiz ise kulak, arkasındaki beynin duyma merkezi, işitme merkezi.


<> Heschl girusu

O istasyon irrite ediliyor. Yani kulağa ihtiyaç yok.


<> Kendimizi bunlara karşı nasıl koruyabiliriz?

Kendinizi bunlara karşı korumanızı sağlayan MECHUL ASKERLER VAR merak etmeyin. Siz onları tanımazsınız ama, onlar “Hiç bir nefis olmasın ki, üstünde gözetleyeni olmasın” (Tarık suresi) ayeti gereği WATCHER'lik görevlerini yapıyorlar. Bu teknolojiyi şimdilik B'nit B'niat uyguluyor. Bunu bilen var mı? Nedir bu? B'NİTH diye bir search edebilir misiniz? B harfinden sonra apostrof var. Bulabilen var mı?


<> Nith meleği deniyor, Kaballa'da veriliyor.

Bir de B'niath var. Ucunu buldun. B'nith B'niath, ikisi devamlı beraberdir. Melei Ala teknolojisi. Melekleri cinlerin dinlemesi, melekten meleğe haberin de gitmesi.


<> Nith haiah diye bir melek, yer ve gök arasında communication sağlıyor.

Bu işte şimşek gibisin, bravo. Diğer arkadaşlarımız da Türkçe’si için, mesela Yahudilik ile ilgili kitaplara baksınlar. Siyonizmin en tepesinde ÜÇ MAJİSYEN vardır. Bunlar işte siyonizmin PasTiMESSENGER'leridir.


<> B'niath'la ilgili bilgi vermiyor?

B'NAİ B'NİTH diye ararsan verecektir.


<> In October 1843, twelve German-Jewish immigrants met on New York’s Lower East Side to help others like themselves. Pooling their ideas and their funds, they founded what would become the most enduring service organization in the United States. Its name-B’nai B’rith, “Children of the Covenant”-mirrored its idealistic mission: uniting Jews in service to their community and the world.

<> B'rnai B'rith, niye böyle isim, manası ne?

Ben bir tane buldum, Harun Yahya'nın sitesinde. Bu isim de Walhalla ve Wanen (1N) gibi geleceğin isimleri. B harfleri BRAİN demek. Siz bundan ne anlam çıkarıyorsunuz?


<> BB’ye karşı WW ?? Her ikisi de ikinci harfler !!

<> yedi kollu samdani olan bir site cikti

<> youth organisation

<> menare


Zig-Zag, Zip-Zap

Unutmayın Hans Ayberg ile bir aradasınız. Bizde bilim kurgu, hayal kurmak yok. Kozmik sırlar var ve görevim onları açığa koymak.


<> Bizler o sırlara talibiz...

O zaman doğru adres Hans Ayberg'dir... Ben asla, Daeniken gibi “Acaba şu şöyle mi, bu böyle mi, bunlar uzaylılar mı?” diye sizleri soru işaretlerine boğmam. Hans Ayberg direkt AÇIKLAR. Siz sorarsınız ben yanıt veririm. Bilim kurgu ve sansayon yazarları ise yanıt bir yana, onlar soruyu sorar okuyucusuna. İyi ki varsın Hans Ayberg!!!! (EVET REKLAM ARASIYDI BİTTİ ;-))

Bir an beni megalomanyak sandınız değil mi? Bir önceki KMA da “Hans von Aiberg, insanlık için bir nimet ve Allah'tan rahmettir” yazmış ve yayınlanmıştı. Ben önce benden başkasından bahsediyor diye okudum, bir dakika sonra, “Yaw bu benim” diye zıpladım. 300 kişiyiz, bir tek benim için yazmıştı. İşte o gün kendimi şımarttım. Çünkü bunu yazan insan çok çok çok çok çok yüce bir insan. Onun ölümünün üzerine (eğer ölüm ise) 17 yıl geçti. O arada bu kurum (KMA) askıya alındı. Dr. Siegfried Saga tarafından yönetildi. 26 Ağustos'ta Sieg Saga çekildi. Zigzag enterne edilmekten kurtuldu. Ekim bey kurumu dağıtıldı. Yerine Zip-Zap geldi. Zip-Zap başında iki kişi var.


<> Bu 26 Ağustos’ta mı ?? Yani 2001 ??

Evet, 2001. Ekim bey yerine ben bakıyorum gibi oldu. Çünkü Doğu'ya en yakın batılı benim. Doğru Doğuya en yakın Batın Batılı benim. 313 kişi arasında gerçekten tekim. Arapça tamam, Türkçe tamam, Farsça tamam. Daha ne istiyor doğulu? Batının dilleri zaten tamam.


<> Sanskritçe??

Sankritçem çok iyidir, ölü bir dil (Latince gibi) ama o dil Hz. İbrahim'in dilidir.


<> Çince yok değil mi?;)

Çince’yle hiç bir ilgim yok.


<> Japonca var mı Japonca !

Hayır canım, nereden çıkardınız Japonca, Çince’yi? Japonca bildiğim cümle sayısı 500'ü geçmez. O da Ural-Altay dil ailesinden olduğu için. Araştırmayla öğrenmişim. Dil olarak değil, Japonca’yı 500 cümle teşkil edecek kadar araştırdım.


<> “Doğru doğuya yakınım” deyince, benim de aklıma “Japonca’da mı biliyorsunuz” diyesim geldi.

Şimdi olay şu : Ali İmran suresinde 104 ve 110. sayılı ayetler Doğru Doğuluyu, yani Hanif Müslümanlığı anlatır. Yanlış (Dogmatik olan) islam ise, aynı surenin 116-119. ayetlerinde yer alır. Onun için Doğru ve Dogmatik DOĞU'dan söz ediyoruz. “Allah iki doğunun Rabbi” ayeti gereğince. Batılı da iki batılı.


<> Ali İmran-104 : İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.

<> Ali İmran-110 : Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan çıkmışlardır.

<> Ali İmran-114 : Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar iyi insanlardandır

Evet bu ayet 113'den başlar ve 115 sonuna kadardır. Bu BATIN (Saklı, GİZLİ müslüman) BATILIları kapsıyor. İşte 113-115 arasında BATIN BATILI, yani ZigZag adreslenmiştir.


<> Ali İmran-113 : Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet (topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar.

<> Ali İmran-115 : Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.

116-119 arasında da DOGMA DOĞULU, yani Süfyanilik adreslenmiştir.


<> Ali İmran-116 : O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.

<> Ali İmran-117 : Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar.

<> Ali İmran-118 : Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.

<> Ali İmran-119 : İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle buluştukları zaman “inandık” derler. Başbaşa kaldıkları zaman da kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: “kininizle geberin!”. Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.

Burada anlatılan Dogmatik Doğulu, bizim çevremizdeki her insan. Biz onları seviyoruz. Bizim amcamız, teyzemiz, komşumuz, birlikte namaz kıldığımız insanlarımız. Ama onlar inkarcıdır : Allah CUMA günü tatil yapmamızı yasaklıyor, onlar ise Cuma günü Tatil yapmak için yürüyüş yapıyorlar. Farkında değiller, 116 nolu ayetin “O inkar edenler var ya” bölümünü oluşturuyorlar. “Onların ne malları...Yeşil sermaye, takıyyeli riba, yalancı faiz, islami banka ve borsa ile finans adı altında toplanıp yurtdışına kaçırılan paralar. İhlas Holding : Batıyor(!) Sahibi Ören, “Benim 65O milyon lira DR. aylığım var, üstelik karıma ben bakıyorum.” diyor ve oğlu Mücahit'i Amerika'da okutmak için borçlandığını yazıyor. Beyan ediyor, yalan söylüyor. Amerika'da tam bir ipekler içinde, kaftanlar içinde, altın işlemeler içinde biri yaşıyor. Benim “İzmir'den emekli vaiz ücretim dışında bir kuruşum yok, varsa canıma yapışsın” diyor. Adı Fethullah Gülen. İhlas ve Asya, burayı, bu ülkeyi soyup, Amerika'ya götürdüler.


<> Neyi fethetti ki gülsün?

Bu dünyada gülsün... Neden bu insanlar bu kadar kolay yalan söylüyorlar? Ben telefon parasını ödeyemediğimde, telefonum kesiliyor. Adamlar benim kadar maaş aldıklarını söylüyorlar ve saraylarda yaşıyorlar. Fethullah GülenAmerikan vatandaşı. 41 Milyar $ deniyor. Dikkat edin rakam çok büyük, aşırı büyük. Üç milyon da REY'i varmış. Yani bu Amerika, Humeyni gibi bu adamları tutacak, besleyecek elbette.


<> 41 Milyar $ nedir?

Türkiye’nin 4 yıllık petrol ücreti için ödenen para. Bu nurcuların serveti. Dükkan dükkan toplar dilenirler, “öğrenci bakıyoruz, yediriyoruz” derler, “dersaneye yardım” derler, “camiye yardım” derler ve bunlar toplanıp 40 milyar $ olunca da “Tüyerler”. “Her şey ALLAH için” derler. Bir ben ALLAH için çalışmıyorum, onlardan bana sıra gelmiyor ki... Fethullah, Ecevit ve Yılmaz üçü Bilderberg üyesidirler. Türkiye'de dördüncüsü yok. Üçü var.


<> Montauk projesi ne oldu, uzaklaştık konudan!

Bunlar da B' B' den emir alıyorlar.


<> Bilder Berg ?

<> Bilden-Berg, r harfi sürçme, bilden = oluşturmak

BildeRberg. Hollanda’da bir otelin adı. Yani ismin günahı yok. Mürted ya da Erhaç hava alanı gibi. Yani isim önemsiz, ama amaç iğrenç. O otel seçildi ve orada toplanıldı. Bosna'nın, Kafkasya'nın ve Irak'ın nasıl vurulacağı o gün planlandı. Bir asır önce.

Birileri geçen hafta, benim chat'te peygamberliğimi ilan ettiğimi yazmış forumlara... O kişinin nick'i corrosive isimli bir bayan. Ama erkek gibi davranarak, ve ana-avrat küfür ederek herkesi kandırdı. Sonunda ben meydana çıkardım. Yani bu önlemler ona karşı, bugün ipleri çekildi. İkisi de bitti. Zaten 1 Ekim'de size dönecektim. Tam zamanında işlerini gördüm. Yani yetiştim, yarın bomba gibi yazılar hazır, bekleyin de görün.


<> Belki o bayan Yaren Berkay'dır?

O, Barış değil, gerçek kadın. Bazen Norman mı ne bir nick kullanıyor, bazen de corrosive diye. Gerçek bir kız 20 yaşında, Amerika'da yaşıyor. Ama inanılmaz bir fitne-i fücur. Aklı fikri kadın oluşunda. Bunu dr. izlemişse, iyi analiz edecektir.

<> Norman buraya da gelmişti geçen hafta.

Ciddi misin? Norman? Acaba o muydu? Biriniz baksın bakalım, F ile arasın, Norman ismi var mı, chat textlerinde?


<> Var, norman187

Hiç soru sormuş mu?


<> Ünlülerin mezarından bahsetmiş ve url vermiş.

Şu an yok. Belki de günahını alıyoruz. Belki de rastlantı. Ama öte forumlarda corros1ve diye yazıyor. Bazen de Norman1 diye İngilizce forumda yazıyor. Bu bizdeki olmayabilir, aksi isbat edilene kadar herkes masumdur. Bu hukuk yasası değil, ALLAH YASASIDIR. Bazen bir değil, 4 şahit isteyecek kadar Allah adaleti çok derindir.


<Norman187> kalanlara iyi geceler. tarihe mal olmus unlulerin mezarlari icin suraya bakin: http://www.findagrave.com/cgi-bin/fg.cgi?page=gr&GRid=314

İşte bu corrosive. O zaman Norman = Barış ama corrosive çok bıçkın bir kız.


Einstein- Zaman Yolculuğu

<> Evet Einstein’ın mezarına link atmış, yani mezarı var diyor Einstein’ın.

Hayır, orada küllerinin yakıldığını ve N. Jersey nehrine serpildiği yazıyor. Yani mezar halen gösteremiyorlar. Mümkün değil. Einstein ölmüş olsa bile, MUSEVİ İNANCINDA, bizim gibi CESET YAKMAK YOKTUR. Organ bile bağışlamak haramdır. Budistleşmiş Hristiyanlar dışında CESET YAKMAK ÜÇ DİNDE DE YASAKTIR. Einstein ve mensup olduğu din hahamları ve aile efradı asla ve asla ceset yaktırmazlar. O link düzmece.


<> Borges’in mezar taşında 7 adam figürü var :)

Zaman yolcuları ölmediği için yakılamazlar en azından. Borges de öyle biri. Sembolik mezarları vardır. Hem Borges'in ailesinin, küller içinde bir kutuda, bu semboliktir. İkinci olarak da Aşiyan'da var, bu da semboliktir. Borges'in mezarı vardır ama, gittiği gelecekte, normal yaşayıp öldükten sonra oluşturulacak bir mezar. Medine'ye gidenler bilirler, Resulullah efendimizin kabrinin yanında boş bir mezar (daha doğrusu rezerv mezar) var.


<> İsa'nın

<> Mehdi’nin?

<> O mezarı yerini kim ayırttı, Resullulah mı?

Evet Resulullah ayırttı. Ama Mehdi için değil. Hz. İSA GELECEK, ÖLECEK, ORAYA GÖMÜLECEK. Borges de böyle bir şey işte, gittiği zamanda normal olarak ölecek ve gerçek mezarı olacak. Ama Borges için ailesinin ve ZigZag'ın gösterdiği iki mezar da SEMBOLİK'tir. Örneğin Atatürk Anıtkabir’de, çelenk konan yerde yatmıyor. Çok dolambaçlı ve maden kuyusu gibi 70 metre derinlikte başka bir yönde yatıyor, çalınmasın cesedi diye. Yani mezarı sembolik.


Tarık

<> Zamanı geldiğinde, 1986'da Borges'e ne oldu, tekrar Tarık mı geldi almaya?

Evet Tarık / Dhurak denen araç kendi kendine var olur. Geçenki chat'te ufo diye bilinen araçların çok kaba ve yekpare / monoblok olarak yapıldığını söylemiştim. Çünkü zaman içinde geriye gidince, zaman yolcusu nasıl ki yaşça küçülüp bebek oluyorsa, elbette o aracın da küçülmesi (yani yapıldığı maddelere doğru ayrışması) gerekmektedir. O yüzden TEK PARÇA bir dökümdür ve öyle filmlerdeki estetik vitrin gibi araçlara benzemez. Sanki bir çan gibidir.


<> Kısaca, küçülüp ana rahmine dış gebelik olarak nasıl girerler?

Bunun için TARIK suresini anlatmam gerekli. Hem de uzun uzadıya. Kısa yanıtı yok ki. O mekanizmayı herkese anlatıp, sonra da tıbbi olarak çizmem gerekiyor. Zaten Tarık'ı yazacağıma söz vermiştim. Ama yazamadım, Zip-ZapMilat emri geldi, askıda kaldı. Fakat yine sanal Kur'an'dan bana Tarık suresinin tamamını yazabilirsiniz. Şöyle ki, siz ilk ayeti yazacaksınız, ben çok yüzeysel yorumlayacağım. Sonra ikinciyi, ben yine yorumlayacağım.

<> Tarık-1 : Andolsun o göğe ve Târık'a, [Wel Sema, wel Tarık]

Sadece “Uksima” = “Kasem ederim” yemindir. “Vel Tarik” derken vel yemin değildir. Bu ve digital işlem deki “VE” = “AND”dir. We'l biçiminde yazıldığında ise üç anlamı vardır :

a) “Wela” = “AND” ile “0” (“la” = “0”)

b) “WEL” biçiminde ise “Walhalla”ya işarettir.

c) Bu ayetin başı bir başka yerden gelmektedir.

İleride insanlar Kur'an'ı böyle karıştıracaklarından, neyin nereye bağlandığı anlamına gelen ZİKİR gereği, Kur’an’ın karıştırılmasını bu ve'ler önleyecektir. (Bu ayrıca bir Kur'an mucizesidir. Çünkü insanların, Kur'an'ı indiği sıraya göre değil, kafalarına göre dizeceğini bildirmiştir Allah.) Görüyorsunuz, daha bir “VE” kelimesinde kaldık.


<> Tarik suresinde 17 ayet var, bu İSRA suresine isaret midir? İbrahim as ile de bağlantısı var mıdır?

Tarık suresi bir başka sure ile bağlıdır.


<> Nur?

Nur da dahil.


<> ve Adiyat?

<> Pardon

Buyrun?


<> Yanlışlık oldu, siz buyrun.

Yanlışlık bir FEEDBACK mekanizmasıdır, Allah'ımız çok sever bunu, yanlış yapmamızı çok çok sever. Negatif feedback ile hemen yanlışı doğrulturuz ve bir daha yapmayız. Buna tevbe deniyor. Mesela bir fareyi labirente koyuyorsunuz, çıkış yolunu bulacak. Sonunda bulur, çünkü hata sayısını deneyerek, yanılarak, azalta azalta çıkış ucuna ulaşır. Fare burada çeşitli kapıları ve galerileri deneyerek feedback'ler yapar, yani geri göndermeler, geri tepmeler yapar. Bilirsiniz bunları, bir daha yazmama gerek var mı?


<> Biz de labirentteyiz galiba bu hayatta?

Dediğin gibi, hayat bir sibernetik labirent. Deniyoruz yanılıyoruz. Örneğin bebek ilk kez ateşi tutuyor, eli yanıyor, ağlıyor ve bir daha da tutmuyor; tutsa “cizz” olacak biliyor. Burada bebek (kul) ateşi tutmuş (Cehenneme gideceği bir günah işlemiş) ama eli yanmış ve bir daha ateşi tutmamaya TÖVBE etmiş. Artık her seferinde ateşi tutup yanması gerekmiyor. Bir kere öğrendi (TEVBE ETTİ) ya. Allah ise Tevvab'dır. Tevbeleri bağışlamayı çok sever. Çok acır (Merhametlidir). Her an affetmeye hazırdır (Afivv). Mağfiret edici, Ğafur’dur. Yani Mevlananın dediği gibi, “kırk kere tevbeni boz yine gel”den öte, Allah 40 milyon tevbeye de razıdır, yeter ki, o müzayededeki son nefesimize kadar o imanı koruyalım. Müzayede’de bilirsiniz, “Saaaat...tım” dendiğinde, yani çekiç vurulup son nefes verildiğinde artık o şey satılmıştır. O son nefese bırakmadan tevbe etmemiz gerekmektedir.. Okey?

Şimdi Tarık'da “Sema” = “TEK BİR GÖK” kavramına girelim mi?


<> tek gök = feinberg uzayı

<> Tarık-1 : “Ve'l Sema wel Tarık”.

Kur'an'da 7 “gökler” = “Semavat” biçimindedir. Yani çoğuldur. Ama burada olduğu gibi TEKİL ise orada durup düşünmeniz gerekmektedir. Neden tekil? Demek ki 7 gökler ve uzay-zaman kavramı kalkıyor. Bu bir kaç şekilde mümkün olur. (Uzun bir konu olan Sidre'deki TEK MEKAN bölümünü atlayalım. Yine Hezekiel peygamberin = Zülkifl Kerrubilerini de es geçelim. Yoksa es geçmeyelim mi?


<> Anlatalım lütfen.

Peki, Hezekiel ve Qerruby search edebilir misiniz? QUERUBY de olabilir?


Hezekiel ve Kerrubi

<> Mukarrebun mu Qeruby mi acaba?

Evet bizdeki adı Mukarrebun, Tevrat ve İncil’de Kerrubi. Bir ARAÇ aslında. Bir de Türkçe yazalım bakalım KERRUBİ diye search pls. Bir link bulalım, melekten bir ARAÇ ilginç gelecektir size ya da bir araca MELEKLİK üflenmiş.



<> “Der Pfad der Gerechten ist zu beiden Seiten gesäumt mit den Freveleien der Selbstsüchtigen und der Tyrannei böser Männer. Gesegnet sei der, der im Namen der Barmherzigkeit und des guten Willens die Schwachen durch das Tal der Dunkelheit geleitet. Denn er ist der wahre Hüter seines Bruders und der Retter der verlorenen Kinder. Und ich will große Rachetaten an denen vollführen, die da versuchen meine Brüder zu vergiften und zu vernichten und mit Grimm werde ich Sie strafen. Auf das Sie erfahren sollen, ich sei der Herr, wenn ich meine Rache an Ihnen vollbracht habe.” Hezekiel 25, 17

Evet biraz bu, ama daha çok şey bulabilirsiniz. Tekerlek içinde tekerlekler gibi? Hatta Daeniken'in kitabında çizmeye kadar vardırmışlardı işi...


<> Ve otuzuncu yılda, dördüncü ayda, ayın beşinci gününde ben, Kebar ırmağı yanında sürgünler arasında iken, vaki oldu ki, gökler açıldı ve Allah’ın rüyetlerini gördüm. Ayın beşinci günü ve -kral Yehoyaki'nin sürgünlüğünün beşinci yılı idi- Kildaniler diyarında, Kebar ırmağı yanında, Buzi’nin oğlu kahin Hezekiel'e RABBİN sözü açıkça geldi. Ve orada Rabbin eli onun üzerinde idi.

Ve baktım, ve işte, şimalden buran yeli, durmadan ateş saçan büyük bir bulut geliyordu, çevresinde parıltı, ve ortasında, sanki ateş ortasında ışıldayan maden. Ve onun ortasında dört canlı mahluk benzeri çıktı. Ve görünüşü şöyle idi: Onlarda insan benzeyişi vardı; ve her birinin dört yüzü vardı, ve onlardan her birinin dört kanadı vardı. Ve ayakları doğru ayaklardı. Ve ayaklarının tabanı buzağı ayağının tabanı gibi idi, ve tunç gibi parıldamakta idiler.

Ben canlı mahluklara bakarken, işte, canlı mahlukların yanında, onların her dört yüzü için, yerde bir tekerlek vardı. Tekerleklerin ve yapılarının görünüşü gök zümrüt gibi idi; ve dördünün benzeyişi birdi. Ve görünüşleri ve yapıları sanki tekerlek içinde tekerlek. Yürüdükleri zaman dört yanlarına da gidiyorlardı. Dönmeyerek yürüyorlardı. Tekerlek çemberleri ise, yüksekti, ve korkunçtu. Ve dördünün çemberleri çepeçevre gözlerle dolu idi. Ve canlı mahluklar yürüdükçe...

Ve canlı mahlukların başları üzerinde gök kubbesi benzeyişi, korkunç billur gibi, yukarıdan başları üzerine yayılmıştı. Ve kubbe altında kanatları birbirine doğru dümdüzdü. Ve herbirinin bedenlerini bu yandan örten ve iki kanadı, ve obir yandan örten iki kanadı vardı, ve yürüdükleri zaman kanatlarının gürültüsünü işittim.

Ne diyorsunuz bütün bunlara? Yukarıda melekler ile temsil ediliyor. Bu meleklerin dört yüzü var : Biri insan, diğeri boğa, diğeri aslan, ötekisi kartal (Akrep burcu). İnsan = Kova burcu simgesi. O dosyada 4 meleğin yüzü var. Daha iyisini bulamadım. Onlara sfenks (sphynx) deniyor. Kur'an'da da “Hamalei Arş melekleri” = “Arş taşıyan melekler” deniyor. Resmi gönderdim ki, diğer arkadaşlara da gönderebilmen için.


<> Teşekkür ediyorum.

Ben size angarya veriyorum siz teşekkür ediyorsunuz. Aslında benim teşekkür etmem gerekmiyor mu? Bu arada resimleri alan arkadaşlar var mı? Siz de sırayla gönderirseniz herkes birbirine gönderir ve Kerrubi melekleri görmüş oluruz. Tevrattaki şeklini bulamadığım için İncil’deki biçimde olanını yolladım. Birbirinize iletebilirsiniz. Soldaki nick listenizin en başındaki nick’e gönderiyorum, o da alttaki nick’e ve sırayla bu resim elinize geçer. Tek bir resim sırayla birbirinize gönderiyorsunuz. (Zigzag usulü böyledir.) Sıra ise sağınızdaki nick listesine göre, herkes bir altındakine gönderiyor. İsterseniz, çarşambaya tehir edelim. Çünkü Tarık'ın daha SEMA bölümündeyiz. Yani şimdiye kadar VE'yi anlattık. Geçtik Sema bölümüne, karşımıza Sidre, Kerrubi, neler neler çıktı. Şimdi bunlara girersem 17 ayeti nereye sığdıracağız. O iki bağ sahibi var ya, oradaki her bir misali açsaydım, chat iki gün sürerdi.


<> Siz de yoruldunuz.

Bana yorulmak HARAM kılınmıştır. Yorulsam bile yorulduğumu asla belli edemem.

...

Bu arada herkes o densiz resmi aldı mı? Ayrıca malzeme linkleri de toplamalıyız. Kerrubi’ydi, şuydu, buydu. Bir kişi de bunları üstlenebilir. Hani ben soruyorum ya, şunu web search edelim diye, onlar konuyu tamamlayan hazine gibi şeyler. Görsel malzeme de çıkar ve hatta -belki- bunlardan bir kitap (resimli) yapılabilir. Bu chat'lerden ve gruptaki yazılarımdan yeni yeni kaç kitap çıkabilir, bir düşünsenize.


<> Hangi dillerde?

Valla lisanına güvenen, iyi bir çevirmen olduğunu iddia eden bunu çevirebilir. Şu anda benim Boşnakça ve Kırgızca “Sonsuzluk kulesi 1. cilt” çeviriler var. Kendilerine güvenen çevirebiliyor. İsteyen alsın çevirsin. Ben sadece bir tek ücret istiyorum, şu telefon faturamı ödesin, kitabı kendi satsın yesin.


<> Mirac-2'yi Fransızca’ya tercüme etmeye çalışmıştım.

Tamam o zaman, bana bu ayki telefon faturamı ödersin, sonra onu yayınlarsın, kazancı senin olur, biz de manevi ortak oluruz.


<> Ben yayınlamak için değil, sizlere PC'ye yazarsam göndermek içindi :)

Yayınladığında ne kadar sattığını bilsen şaşarsın, kapış kapış gidecektir Fransızca’da. Tanrım mon Dieu derdin, zengin olurdun gerçekten. Tek koşul internet faturamı ödemek.


<> Yafesçe = Sankritçe = İbrahim’in konuştuğu dil, doğru mu?

Yafes” = “Japheth”. İbranilerin Samilerden (anne Sera) ve Arapların Hamilerden (anne Hacer) geldiğini, babaları İbrahim’in de Yavuz (Yafes'den) olduğunu iddia ediyorlar. Sankritçe sadece Brahmi / Brahmanlarda yaşıyor. Bizdeki papazların Latince bilmesi gibi, Brahmiler (aslı Brahui'ler) İbrahim kelimesi içinde de yok mu? Brahmi zaten İbrahim'in mensubu olduğu soy ve dil. Babası Azer = Puta can veren, ismi bile Sankritçe. İbrahim has Sankrit’tir.Arap ve Yahudi diyemeyiz. Çünkü onların da atası.


<> Nikola TESLA Montauk projesinden ayrıldı deniyor (1942), peki bu projede olan Nikhols, Cameron ve Al-Bielek kimdir, ADN'denmiler yoksa HANİF'lerden mi?

Tesla, Bilaniuk ve öteki Bilaniuk (El-Bielek) bizdendir. Zick-Zack diye bir bölümümüze bağlıdırlar. Burada din değil, bilim önemlidir. Böyle düşünenlere Hanif demiyoruz. Hanifler Zig-Zag bünyesindedirler ve her biri Hans kadar mümindir. Ne sadece din diyene, ne sadece bilim diyene biz yüz vermeyiz.

Bu sanki “dünya vardır, ahıret yoktur,” ya da tersine “ahıret vardır, dünya yoktur,” diyenler kadar salakçadır. İkisi birden (OMNİ) vardır. Hanifliğin sırrı budur! Din ve bilim bir arada mütalaa edilecektir.


<> Omnipotent

Veya omnijective, bizdeki adıyla “din + bilim” = “Omniscience”. Allah'ın yaratması bilimledir, din ise kullarının sosyal boyutudur.


<> Hızır tezkirelerinden en son hangisi vardır sizde? içeriği nedir?

Son gelen Hızır tezkiresini astım, hani uzun bir ZİP kodlu yazı vardı ya, o tezkirenin sonuydu ve bana henüz sizlerin bilmediği yeni bilim dallarını (ki 50 yıl sonra olacaktı bu işler) yüklüyordu. Hatırladınız mı?


Yeni Bilim Dalları

<> 26 Ağustos 2001

Bu konuda bir ara webmaster ile chatleşmiştik. Acaba onu kayda almış mıydı?


<> Kayıtta vardı ama siz gruba da aynı şeyleri yazdınız.

O bilim dallarını daha çok sana açmıştım. Gruptaki benim yazım değil. Benim tercümem var ama o Sieg Saga'nın.


<> Size gelen mesajları aktardınız gruba ve açıkladınız.

Evet ben seninle daha ayrıntılı bir şeyler konuşmuştum chat'te. Parapbiology vb’yi anlatmıştım. Kirlianalanlarının klinik kullanmlarını vb. Örneğin klinik epilepsiyi 16 saat önce haber vermesi ve radyestezi terapisiyle önlenmesi gibi... Örneğin parmak ucunda gelecek olan epilepsi bir renk ve biçim forumu veriyor. Böylece bütündeki renkten ayrılıyor. (Sandıkta çürüyen elma gibi, o çürük daha sonra diğerlerine de bulaşacaktır.) O bölüme aynı frekanstaaynı renk radyestezi veriliyor. Ta ki, epileptik hastanın aura rengi yeniden reverse edilene kadar. O zaman hasta, asla bir sara nöbeti geçirmiyor.


<> Radyo+anestezi?

Yani ilaç yok, ışınla tedavi. Tuhaf ama gerçek bu dr, Radyastezi. Çünkü Kirlian alanında çekilen fotoğraflar psikolojik resimlerdir; korku, endişe ve türlü haleti ruhiye oradadır. Görürsünüz ve yaşarsınız. Psikolojinin resmini çekebiliyoruz şu anda. Ama kullanım alanını tıbba aktaramadık. On yıl içinde belki de olasıdır.


<> Örneğin kimse manyetik alanın radyolojide kullanılabileceğine inanamıyordu. Nükleer Manyetik rezonans fizikte bilinmesine karşı sonradan MR olarak imaging procedür oluverdi. 1970lerde nükleer manyetik rezonans bulunmasına karşı 80'lerde vücuda adapte edildi.

Evet futbolcuların kasık bağlarının resmini bile çeker olduk. Nükleer tıb çok önemlidir.


<> auro nın renklerini çıplak gözle görmek mümkün mü

Hayır ama bir link bulabilirsiniz. Sanırım 100 dollara fotoğraf makineleri adresleri var. Hatta webcam dediler.


<> Mirac-3 kitabınızda ve bundan sonraki kitaplarınızda bir demet tesadüf’ler verdiniz, bunun gibi başka tesadüfler var mı? Bir kaçını verebilir misiniz?

Evrende hiçbir şey rastlantı değildir. İki başkan; Lincoln, kongreye seçilişi 1846; tam yüzyıl sonra Kennedykongreye seçildi. Başkanlığa seçilişleri 1860 ve 1960. Lincoln'ün sekreterinin adı Kennedy. Kennedy'nin sekreterin adı ise Lincoln. (Bilmeyenlere yazıyorum.) Lincoln'ün metresinin adı Mariylin Monroe. Kennedy'nin metresinin adı Norma Jeans, yani artist Marylin Monroe. Her ikisi de öldürüldü. Başkanlar da öldürüldü. İki başkan da Cuma günü öldürüldü. İkisi de enselerinden vurularak ve eşleri yanlarındayken vuruldu. Lincoln, Kennedy adlı tiyatroda öldürüldü. Kennedy ise Lincoln marka açık bir otomobilde öldürüldü. Lincoln’ü vuran katil, tiyatrodan kaçıp depoda saklandı. Kennedy'yi vuran katil ise depodan ateş edip yandaki sinemaya (ABD'de Theatre = Sinema demektir) saklandı. Her iki katili bir başka iki katil öldürdü. Her iki katil de üç kelime, 15 harf isme sahiptirler

Lincoln (1846)

  1. 1846 : kongreye seçildi

  2. 1860 : başkanlığa seçildi

  3. Sekreterinin adı Kennedy

  4. Yahudi (?)

  5. Metresinin adı Mariylin Monroe

  6. Mariylin Monroe öldürüldü

  7. Cuma günü öldürüldü

  8. Ensesinden vurularak ve eşi yanındayken öldürüldü

  9. Kennedy adlı tiyatroda öldürüldü.

  10. Katili tiyatrodan kaçıp depoda saklandı

  11. Katili bir başka katil öldürdü

  12. Katil üç kelime, 15 harf isme sahip : John Wilkes Booth

  13. Katilin doğum tarihi : 1839

  14. Katili güneyli

  15. Yerine geçen yeni başkan güneyli

  16. Yerine : 1808 doğumlu Andrew Johnson

​Kennedy (1946)

  1. 1946 : kongreye seçildi

  2. 1960 : başkanlığa seçildi

  3. Sekreterinin adı Lincoln

  4. Katoliktir

  5. Metresinin adı Norma Jeans (Marylin Monroe)

  6. Norma Jeans öldürüldü

  7. Cuma günü öldürüldü

  8. Ensesinden vurularak ve eşi yanındayken öldürüldü

  9. Lincoln marka açık bir otomobilde öldürüldü.

  10. Katili depodan kaçıp edip yandaki sinemaya (= Theatre) saklandı

  11. Katili bir başka katil öldürdü

  12. Katil üç kelime, 15 harf isme sahip : Lee Harvey Oswald

  13. Katilin doğum tarihi : 1939

  14. Katili güneyli

  15. Yerine geçen yeni başkan güneyli

  16. Yerine : 1908 doğumlu Lyndon Johnson

????? (2046)

  1. 2046 : kongreye seçildi

  2. 2060 : başkanlığa seçildi

  3. Sekreterinin adı Kenneth Lincoln ( ?)

  4. Zenci veya Müslüman

  5. Metresinin adı Marry Ann Moroon (?)

  6. Marry Ann Moroon öldürülecek

  7. Cuma günü öldürülecek

  8. Ensesinden vurularak ve eşi yanındayken öldürülecek

  9. Tiyatro yanındaki depodan ateş edilerek Lincoln caddesi üzerinde Kennedy, ya da Kennedy caddesi üzerinde Lincoln adlı bir yerde öldürülecek


  10. Katili bir başka katil öldürdü

  11. Katil üç kelime, 15 harf isme sahip : ? ? ?

  12. Katilin doğum tarihi : 2039

  13. Katili güneyli

  14. Yerine geçen yeni başkan güneyli

  15. Yerine : 2008 doğumlu ??? Johnson

Şekil-01 : Tarihin tekerrürü, Lincoln-Kennedy benzerliği


Katillerin doğum tarihi; John Wilkes Booth 1839, Kennedy'nin katili Lee Harvey Oswald ise 1939 doğumlu. İki katil de güneyli. Başkanların yerine geçen yeni başkanlar da güneyli. Biri 1808 doğumlu başkan Johnson, ötekisi de 1908doğumlu başkan Lyndon Johnson.

Vallahi o kadar çok benzerlik var ki, bir gün üşenmez yazarım. Bunlara rastlantı demeyeceğiz. Tam tersine 100 yıl daha koyup precognition (FAL gibi, bilimsel öngörü) yapabiliriz. Örneğin bundan sonra ki başkanı tanımlayabiliriz: Yeni başkan 2046'da kongreye seçilecektir. 2060'da da başkan olacaktır. Lincoln, başkanlar içinde tek Yahudi olandı. Kennedy ise tüm başkanlar içinde tek Katolik olandı. (Hepsi Protestant.) Demek ki 2060'da seçilecek olan başkan ya ZENCİ, ya MÜSLÜMAN olacaktır. İlla ki bir istisna olacaktır. Öldürülecektir, suikaste kurban gidecektir, cuma günü ve eşinin yanında öldürülecektir.

İşte gördünüz mü, bu bir mundial bioritm (Tarihin ülkeler bazında tekrarlanması) bir FAL'dır sanki. FAL gibi diyorum, çünkü nedeni çok komik. Komik neden ise şu : her 84 yılda bir kere, Uranüs ve Mars gezegenleri -akrep ve yelkovanın saat 12.00'de üst üste gelmesi gibi- Amerika üzerinde üst üste gelirler. 1943 yılında en son üst üste geldiler. Ondan önceki ise bundan 84 yıl önce olan yani ABD iç savaşının (Kuzey-Güney savaşının) ilk topları patladı. 1943 yılında Pearl Harbour baskını yüzünden Amerika savaşa girdi. O ana kadar tarafsızdı. Ondan 84 yıl önce de ilk silah atıldı ve ünlü yankee'ler ile konfederasyon savaşı başladı. Yani Amerikan İç Savaşı. Sonra bir 84 yıl daha çıkarın, göreceksiniz ki Boston limanında, Amerikalı koloniciler, Kızılderili kılığına girip, İngiliz gemilerindeki çay balyalarını denize dökmüşler ve böylece Amerika'nın kurtuluş savaşı başlıyor.

Bundan 84 yıl önce ise, ilk 13 devlet bölgesine ilk göçmenler geliyor ve Kızılderililer tarafından katlediliyor, pek azından şimdiki Amerika kolonistleri oluşuyor. Evet bu 84'leri eklediğimizde, 1943 üzerine 84 yıl daha koyalım ve Amerika’yı karıştıracak bir şeyin tarihini bulalım. 1943 yılından 84 yıl sonra, Mars ve Uranüs yeniden Amerika üstünde birleşecekler. 2027.

1523

1607

1691

1775

1859

1943

2027

2111

​Verrazano Terre-Neuve (Kuzey Amerika)’ya vardı.

İlk koloniler

13 koloniler

Bağımsızlık savaşı

Kuzey-güney iç savaşı

İkinci dünya savaşı (Pearl Harbour)

İç savaş ?

?

Şekil-02 : Amerika tarihinin peryodları


<> 2047, volvolwanen?

(Zaten kitapta mürettip yanlış basmış 2247 olacak o tarih. Adam 2147 yazmış. Sen de 2047 dedin. Ama onları da anlatacağımız günler var tabii...)

Evet, 2027 yılında Amerika’da köklü bir değişiklik, sanki bir iç savaş, ama post modern bir iç savaş olacaktır.


<> Gelecekten gelen torunlardan başka geçmişten dünyadan giden başka gezegenlere gidenler olmuş mudur? ve bunlar bir gün geri gelebilir mi? KK'da buna işaretler var mı?

Başka gezegenlere gitmek, ışık hızıyla (tarık gibi) veya bir uygun halka tekillikli dönen karadelik ergosferiaracılığıyla olur. Diyelim ki, büyük bir karadelik itmesiyle bin ışık yılı ötedeki bir yıldıza gittiniz, bir anda... İsterseniz milyar ışık yılı ötesine gidin, orada sizi karşılayacak bir dünya yok, insanlar yok, yaşam yok, kupkuru yıldıza gittiniz. Yani bunun anlamı da yok. İsterseniz paralel uzaya gidin, paralel evrene gidin, sizi kim karşılayacak, yiyeceğinizi oksijeninizi nereden temin edeceksiniz? Oralara ölmek için gitmenin anlamı ne? Ha uçağı DTM'ye toslatıp intihar etmişsin, ha evrenin sonuna gitmiş orada ölmüşsün, ikisi de kamikaze değil mi?


<> Anti evren, gelecekten geçmişe doğru zaman akımı var?

Evet, antimaddenin zamanı gelecekten geçmişe akar. O yüzden bu evrende antimaddeyi göremeyiz. Her yer maddedir.


<> Mezardan doğan kişi o zaman öleceği zamanı bilmiş mi olur?

Doğru ama, hayat formu yok, olsaydı, bilişir iletişirdik. Çünkü ruhunuz varsa, beden ne olursa olsun bir Time-messenger ile telepatlaşabilir. (İkizler arasında bilirsiniz inanılmaz bir bağ vardır. Tek yumurta ikizlerinin çoğu, aynı anda aynı fantom acı ve sevinçleri hissederler. Birinin ayağına diken batsa, aynı anda öteki de zıplıyor vb.) Eğer anti-bedenimiz olsaydı ve sağ olsaydı, biz corsicalı ikizler gibi bir şekilde o kişiyle haberleşebilirdik, çünkü İKİZİMİZdir. Yani doğal telepati ve doğal empati, doğal rezonans (diyapazon etkisi) vardır aramızda. Allah bize, “Görmediğiniz sayısız evrenlerin içinden size, sizden oraya gidecek yoktur” kabilinden peşine gitmemizi yasaklıyor. Ayet, “bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyin, zira göz ve kulak bundan mesuldür,” ile bağlantılı olarak, sonsuz sayıda, sonsuz tane evren içinde, kim kimdir, nedir, bunu bilemeyiz. Allah bize sadece gidilecek olan mekanları bildiriyor. Cehennem, Arasat, Cennet, Sabıkun vb. Cennet uzun uzadıya anlatılıyor, cehennem de. Ama asla paralel bir evren anlatılmıyor, çünkü oraya gidecek yok. Orada var olanlar varsa bile biz göremeyeceğiz.


<> Spin hareketleri paralel mi oluyor?

(İzotropik spinin üçüncü bileşenleri terstir. I3 denen izotropik spin.)

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page