Üstnot:<> ile başlayan kesimler Aiberg’e ait değildir.
<> Size zor soru sorabilmek zorların en zoru.
Allah'ın ilmi zordur, Allah'a da o yakışır. O yüzden zor soru istedim.
<> Saldırılar hakkında alınacak dersler nedir?
Hacker'ler hakkında mı? Çok yakında bir sisteme geçiliyor. Her doğana bir dünya yurttaşlık numarası. Asla devredilemiyor, satılamıyor, atılamıyor. Bizdeki vergi numarası gibi. O numara, herkesin bir cep telefonu gibi internet numarası olacaktır.
Yani saklı-gizli kalmayacaktır. Herkes olduğu gibi görünecek, göründüğü gibi olacaktır. Bu sistem oluşturulma aşamasında, bir kuşak (20 yıl) içinde internet'in iyice yaygınlaşması ve iskambil kağıdı kalınlığındaki kişisel tlf'a indirgenmesi, bu magnetik kartların kimlik, vergi, lisans, diploma vb yerine geçmesi öngörülüyor.
Bu gelecek çok yakın gelecek. Bir kuşak daha öngörülüyor. Katlanabilir LCD ekran ve dokunmatik yazılabilen katlanır klavye, bunları insanlar bir kitap taşır gibi yanlarında bulundurabileceklerdir. Merkez olarak 'Birleşmiş milletler informasyon / şeffaflık department'i düşünülüyor.
Mundial Bioritm
2099 ise zaten darbeler çağı. Türk birliğinin müjdesi diyebilirsiniz. Türklerde biyoritm 400 yıllık. Kayıtlara göre 499 yılından başlıyor, 899 (Göktürkler vb), 1299 Osmanlı kuruluyor, 1699 çökmeye başlıyor, 2099 yeniden yükseliyor. Hep 400 yıl arayla.
Bop Planları
<> 2099'a kadar çökecek miyiz iyice? Yani daha mı kötü olacağız? Bundan kötüsü?
Türkiye kurban ülkelerden biridir. Balkan - Kafkas - Ortadoğu şeytan üçgeninin tam ortasında. Böyle bir ORTAsadece bize özgü. Kürt kartı devreye alınacaktır. Ermeni kartı da.
<> Zaten bu Beni İsrail planının bir parçası.
Evet bu protokol zaten yapılmıştı.
<> Doğu Anadolu'yu böl parçala işgal et!
Gibi :-(( Bayraklarındaki iki mavi şeritten üstteki Dicle-Fırat, alttaki de Nil nehri. Bunları almazlarsa planları plan olamaz. Bu olmazsa olmaz kurallarına göre...
<> 2050 Fırat/Nil planı! Beni İsrail...
İsrail planına göre, İsrailoğullarının ana vatanı Mezopotamya idi. Oradan göç ettiler ve Mısır'da köle oldular. Oradan Musa eşliğinde exodus (çıkış) yaparak, yarılan deniz ile birlikte Sina'ya ve Filistilerin Kenan denen ülkesine, Allah'ın emriyle girmeleri istendi.
Ne var ki korktular ve 40 yıl çöllerde cezalı kaldılar. Sonunda krallar döneminde Yahuda krallığını kurdular. İlk İbraniler ile birleşilince, 1948 yılında İsrail devleti kurulana kadar daha çok diafora yaşadılar.
<> İlk Asuriler canlarını okudu.
Evet ama önce Sümerlerden dayağı yediler. Şimdi bitmez tükenmez bir intikamın parçası olarak... İlk yurtları Mezopotamya idi. Dicle (Kaplan) ve Fırat (Ephrates = İfritler) arasındaki bataklık bölgedeydiler. Mısır'a köle olarak götürüldüler ve son olarak Filistin onlara vaadedilmiş toprak olarak verildi. Şimdi de oradalar. İşin tuhafı, bu Allah vaadiydi. Ve aldılar. Ama lanetliler.
O merkezden tüm dünyanın ekonomisini yönetiyorlar. Şu an dünya patronlar devletidir. Yani bayrağı vb yoktur, tüm dünyada paranın gücünden oluşmuş bir "Akrabalık bağı var".
Gelelim konuya: bu göç yollarını kendilerinin toprağı kabullendiler. 6 ülke var: Toroslar'ın güney yayı. Gap bölgesi. Bu Türkiye'yi ilgilendiriyor. Ama onlar bize Türk demiyor, "goyim kirmanya" (Kürdistan) diyorlar ve Kürtleri "Hayvan" olarak teba ediniyorlar.
<> Babil'e olan intikamlarının bir ölçekte körfez savaşında almış oldular, işin tuhafı da Saddam kendinin savaştan önce "Nebuchadnezzar" olduğunu iddia ediyordu, Tevrat'ta onun uğradığı yenilgiyi yaşadı.
Evet Nabu Kednezar ve Nineva savaşı (Rumca Nabo Kodonosor).
<> Goyim = Yahudi olmayan
G = Goyim masonik bir simgedir. Pergel-gönyeden oluşmuş altı köşeli yıldızın ortasındaki Goyim'in başharfidir. Goyim'in anlamı şu: Yahudiler, canlıları şöyle sıralıyorlar:
1. Yahudi erkekleri
2. Yahudi kadınları
3. KONUŞAN HAYVANLAR
4. Konuşamayan hayvanlar
5. Bitkiler ve mikroplar (Tevrat böyle diyor).
Konuşan hayvanlar Yahudi olmayan tüm insanların ortak adı. Bunlar da ikiye ayrılıyor:
a) Av hayvanları, yani savaşlar çıkarılarak ya da postmodern savaşlar olan enflasyonist olarak halkları yıkmak
b) Ev hayvanları.
Ev hayvanları "Evcil"dir. Yahudi nüfusu az olduğu için, dünyadan uşak toplanır. Mahalleler düzeyinde Lions'lar. Dünya Ticaret odası anlamında Rotaryenler. Askerler olarak Carbonary'ler. (En gizli örgüt budur.) Karışık ve politikacı olarak Masonlar. Bu beş grubu yöneten Bilderberg'ler. Bunlar KONUŞAN EV HAYVANLARI = GOYİM'lerdir.
Av hayvanları malum: Tutsiler, Hutular vb. Kürtler ise "İşçileri"dir. Yani efendiler (Malikler) için işçi gereklidir. Bu köleler ise Kürtler seçilmiştir. Gelecekte Toroslar ve Murat nehri-Gap bölgesinin memlukları Kürtlerdir. Türkler ve Araplar dışarlanacaklardır. Türkler Toroslar'ın kuzeyinde kalacaktır.
Araplar ise Akabe-Basra körfezlerinden çekilen bir çizginin güneyine sürüleceklerdir. Yani geriye kalan Efendi Yahudiler ile İşçi Kürtlerdir.
<> Partiya Karkarên (İşçiler) Kurdestan = pkk
7 ülke üzerine kurulacak olan İsrail megali ideası budur. Türkler, Araplar, İranlılar ise AV hayvanıdır. Ev hayvanı olarak sadece Kürtler kalmaktadır. Bunun ilk yatırımı da yapılmıştır. Sevres sırasında Kürt Saitler (Biri Saidi Nursi, diğeri Saidi Kürdi) isyan ederek, Musul'u Kerkük'ü yani Türkmenleri koparmışlardır.
<> Gerçekten bütün Kürtler bu oyuna alet olacaklar mı?
Kürt diyen ben değilim. Onlara AGEZ deniyor. Yani Zazalar zaten oldukça küçük bir kabile ve şu anda en zengin Ari kabilesidir.
Nurcular ve Fetö, Bilderberg
<> Said'ler de mi değiştirildi? Doğumda ya da sonra?
Hayır değiştirilmeyle ilgisi yok, bunlar daima kollanmışlardır. Mesela şu anda Fethullah Gülen, Bilderberg başkan yardımcısıdır. Çünkü Saidi Nursi ögesini ve faktörünü "O AGEZ SOLMON" planı için bir tür papaz olarak ABD/Siyonizm himayesinde yürütüyor.
<> Said-i Kürdi masonluğa girmişti, İttihad ve Terakki?
Evet, Saidi Nursi olayı çok komplike. AGEZ SALMON NEASİA bunların ne anlama geldiğini biliyor musunuz? AGEZ = Aczmendi, Salmon = Süleymancılık, Neassia = Yeni Asya (Büyük İsrail'in Anadolu bölümü).
Ne diyorsunuz? Yorum yok mu? Gülen mesela? Post modern bir ihtilal yapılmadan iki gün önce, orduya rağmen ve ordudan başkasının bilmediği bu şubat ihtilali sırasında iki gün önce "Böbrek Ameliyatı" bahanesiyle Gülen gitti ve gidiş o gidiş. Dikkatinizi çekti mi?
Ordu buna çok içerledi. Asya finans tamamen boşaltıldı. Ordu buna içerleyince "Kendilerini atlatan" tek istisnaya sardılar. Yani Fethullah Hoca'yı MGK toplantılarında hep istediler.
d
<> Fethullah, 1980'de iki Mehmet Hoca'yı K.Evren'in planına katmak istedi, katılmadılar, tutuklandılar.
Ama mümkün değildi.
<> Ordu Gülen'i tutuklamak mı istiyordu?
On yıl boyunca Kayserili bir işadamı, Fethullah Gülen'in herşeyini finanse etti. İnanılmaz paralar döktü ve 41 milyar dolar gibi bir rakamı topladı.
<> Tanrı'nın birliği adındaki kimi masonik Jahbulon teşkilatlar mı var arada?
Masonlar ayak takımı, şu söyleyeceklerim daha önemli: Bu finansör kim acaba? Hani Bülent Ecevit'in gölgesi, her yerde o.
<> Hüsamettin
Hüsamettin Özkan başbakan yardımcısı ve Ecevit'ten sonraki parti başkanı. Bülent Ecevit doğrudan Fethullah Gülen ile birlikte Bilderberg'dir. Yani tüm masonları ve diğer saydıklarımı yönetenlerin grubu. Bunun için Ecevit, asla ve asla Gülen'i korumaktan, MGK'de bile kapışmaktan bir an olsun geri kalmadı.
<> Bu adamlar birbirlerine nasıl güvenebiliyorlar?
Derin devlet de güven konusu, sarmaş dolaşlık halindedir.
<> Tapınak şövalyeleri (templier'ler)
Töton şövalyesi olanlar ipekli kaftan giyerler. Resmi demeçlerinde Gülen o ipek kaftanını hep giymiştir.
Big Boss, Carbonary, Türk Ordusu
<> "Devlet"in manası "yeraltı zenginliklerini adaletçe dağıtmak" demek.
İdealistçe tanımı bu. Ama real olarak tanımı "Dünya ekonomi imparatorluğu" BİG BOSS'lar devleti demek. Küreselleşmekten bunun için çok söz ediliyor. Homojene ediyorlar bizi. Artık hortumlamayı falan yadırgamaz oluyoruz. Artık hiçbir kimse bir tüccarın ahlakının ya da politikacının ahlakının olmasını beklemiyor. Ahlaksızlık timsali olarak görüyor.
Ordu ile bağlantıya gelince; Türk ordumuz, Nato vb içinde maalesef milli değildir. Dışa bağımlıdır ve tahkim yasalarına tabiidir. Çok sık ambargo yemektedir. İki tane leopar tankını bile Almanya SATARKEN, "Güneydoğuda kullanamazsın" ya da Sikorsy helikopterini PARAMIZLA alırken "Kürtlere kullanamazsın" şartıyla veriyorlar. Ordumuzun milli olduğunu kim söyleyebilir bu durumda?
<> Ve yasak olmasına rağmen localara bağlı generaller olduğu yazıldı.
Carbonary bu anlama gelmektedir. Duyan var mı? Yazın bakalım Web search.
<> Bir de şu Kürtleri genelleştirmeseniz daha iyi olmaz mı?
Benim Kürtlerle, Lazlarla, Çerkezlerle alıp veremediğim yok. Ben bir ırkın adını telaffuz ediyorum. Adamlar Kürdüm diyor, ötekisi Abazayım, diğeri Gürcüyüm diyor. Ben ne yapayım? Danimarka kökenliyim değişmez bir kader. Ama bilen bilir, evimde her yerde TÜRK bayrakları vardır. Türki Cumhuriyetlerin bayrakları. Yani biz bu TÜRK ülkesindeki potada TÜRK'üz.
<> M.C.Bayar da Carbonari? İttihad ve Terakki?
Carbonary'yi buldunuz mu? CarbonarY. İşte bu askeri kanattır. Dünya genelkurmayını tek karargahta toplamaktadır. Tüm gizli örgütlerin en gizlisidir.
<> "CLASS CONFLICT AND THE RISE OF THE NATION STATE IN EUROPE, 1814-70" Başlık bu doğru mu?
Evet ama, lehinde ve aleyhinde yazanlar olabilir. Okumak gerekir...
Padişah İsimleri
Her neyse sizler sonra okuyabilirsiniz. Ama ilk kez benden duyduğunuza şaşırdınız mı? Masonlara onun için ayak takımı dedim.
Türk ordusu geleneksel bir ordudur ve daima devlete karşıdır. Buna da şaşırabilirsiniz. Ama bu 1299'dan beri böyle. Türk devleti ve ordusu için biraz analize ne dersiniz? Biraz kökenlere gidelim:
1299'dan beri 36 padişah 3000 kadar veliaht, sultan vb. Dikkat ediniz, bana bu 3000 küsur devletli içinde bir tek ALİ, HASAN, HÜSEYİN, CAFER, ZEYNEL ABİDİN, yani Resulullah'ın kanını taşıyan BİR TEK İSİM Web'den bulabilir misiniz? Mesela Padişah birinci Ali, İkinci Hasan gibi???????? Ya da sultanlardan Hüseyin??????? Bir tek var mı? Bir tek diyorum! Bir tek var mı?
<> Yok. Y.Öztuna, "Devletler-Hanedanlar-Jenealoji" kitabı
<> Hepsi SUNNİydi de ondan?
Sünnilik ile ilgisi yok. Çünkü, hepimizin adı milletçe Ali, Hasan, Hüseyin, Haydar. Herkes de sünni. Bunu ilk kez benden duyuyorsunuz değil mi? Ve şaşkınsınız? DEVLET budur işte.
Gelelim Ordu'ya:İlk Akıncılar, Sipahi Ocakları, Mehteran, Yeniçeriler vb ne diyorlar? "Hacı Bektaş Veli adına Hu diyelim Hu?" Dualar ehli beyte ve Bektaşi'ye.
<> "pençe-i al-i aba aşkına"
Hutbeler, saldırı öncesi coşkular hep ehlibeyte. Türk ordusu Bektaşi, Devleti Osmani ise Tam tersi? Şaşkınız değil mi?
<> Selçuklu'daki Mevlevi-Ahi mücadelesinde olduğu gibi?
İşte bizim devlet düzenimiz halen aynı, ordumuz da halen aynı, 1299 çıkışlıdırlar. Bunun için MGK vardır: Devlet-Ordu kurulu. Neler dönüyor dersiniz?
Edebali, Bektaşi, Tasavvuf, Ehli Beyt
<> Devlet-Ordu'da kaldık.
Evet, ordu-devlet. Türkler ordu-millettir, bu doğru. Ama Türkler ordu-devlettir, bu yanlış işte... Pekiyi "Ehlibeyt"i bir defada silip atan kişi kimdi en başta?... Kızı Nilüfer'i o şartla vermişti. Edebali'yi duydunuz mu, Vefaiyye tarikatının kurucusu?...
<> Nilufer mi, Malhatun, Malhun hatun?
Onları birer birer açarız.
<> Oğlu Osman
Evet Oğlu Osman.
<> Hocası Edebali, Ede Balı
Kayınbabası. Bunu biliyor muydunuz?
<> Sünni baskısını mı? Hayır.
Sünni baskısından öte şeyler için biraz daha geriye gidelim mi? Edebali, kayınbabasıdır. Evet ne diyorsunuz? Kayınbabasıdır diyorum. Tabii ki bu mücadele çok daha eski. Edebali'nin babası kim? Ebayezid ya da Bayezid. İki de Osmanlı padişahı var Beyazıd ve Yıldırım Beyazıd (2. Beyazıd). Hatırladınız mı?
Beyaz kelimesi arapça EbyaD (Sonu dad) olarak yazılır. Yani Beyaz'ı Araplardan alıp kullanıyoruz. Ama BeyaZid, "dad" değil bildiğimiz "Z" harfiyle yazılıyor. Demek ki beyaz kelimesiyle ilgisi yok. Kelimenin kökü şu: Eba = Bababası, Yezid = Yezid, Yezid'in babası?
Arapça bilenleriniz bilirler, bu dad ve Ze harfinin farkını? Demek ki vasiyet şu: Devlet YEZİDİ olacaktır.
<> Timur Osmanlı'ya dokunmayacaktı, Yıldırım'ın Bizans'a özenti yaşamı onu tahrik etti.
Timur doğrudan Yesevi'dendi. Yani mezhebsiz müslümanlardan.
<> O tarihten bu güne devlet yezidiliğini koruyor mu?
EVET DEVLET YEZİDİDİR. ORDU İSE BEKTAŞİDİR. Bektaşi nedir?
<> Khwace? Koca Ahmed? Yesewi?
Hacı Bayram Veli, Yunus Emre, Hocası Taptuk, Mevlana, Hocası Şems, bunların hocaları (HaVeCa) Yesevidir. Yesevi'nin de hocası "Boy boylayan, soy soylayan",
<> Hızır
<> Dede Korkut
İslamın geniş coğrafyasında dört ekol vardı:
a) En batıda Muhyiddin'i Arabi ve İbni Haldun tasavvufu.
b) Merkezde Eba Müslim tasavvufu (Merkezidir).
c) Hint tasavvufu. (Hintlileri müslüman yapmak için Nirvana = Fena filah vb, Aynel, ilmel, Hakkel yakinlikvb, Hint kökenlidir verilen tavizler daha sonra başımıza hint-islam tasavvufu olarak bela olmuştur).
Ama kuzeyde (Buhara ipekyolu yahudisi Buhari hariç) bunların dışında bir tasavvuf vardı:
d) Yesevi Ahmet ekolü. Onun öğrencilerinin hiçbiri bize tanıtıldığı gibi değildir.
<> Hacegan?
<> Khwacegan, Hocalar?
Hacı Bektaş Veli ağzına bir damla içki koymamıştır ve Sünni-Alevi diye bir mezhebi yoktur. "Ben Resulullah'ın mezhebindenim" demiştir.
Hacı Bayram Veli, "Mezheb yoktur, Ahilik = Kardeşlik vardır" demiştir.
Mevlana bir kez olsun kalkıp da dansetmemiş, sema ayini yapmamıştır. Ama Şemsi Tebrizi Yesevi ekolündendir.
Taptuk ve öğrencisi Yunus, mezhebsizdirler. O yüzden Edebali, onlara "Harici, mezhebsiz" demiştir. Mevlanaya ise "Zenne / Köçek = Homoseksüel" demiştir.
Hacı Bayram Veli'nin Ahilik esnaf devletini fethederken, inanılmaz zulüm yapılmıştır. Hiç bir Ahi teslim alınmamış, orada öldürülmüştür. Edebali neden böyledir acaba, bilen var mı?
<> Ede Balı için kaynak ne? Sırf meraktan?
Nasıl ki, Osmanlı hanedanı içinde bir tek "Ehlibeyt" ismi yok derken size kaynak gösterdim mi? Kaynak sizin okuduğunuz tarihti. Ve ben sadece o kaynak içinden sizin gözlerinizden kaçanı gösterdim. Edebali için de aynı şeyi söylüyorum, kaynak oto-referanstır.
Bilmem anlatabildim mi? Yani kaynak mevcutlardır. Ben sadece "PÜF NOKTASINI" sunuyorum. Çünkü ben stratejist ve analistim. Analist olmak çok önemli. Bunu her tarihçiye öneririm. Mesela 1987 yılında yazılmış bir kitabımda "Afganistan"ın geleceği, hatta bugünkü savaşı yazılıydı. Hatırlayanınız var mı?
Mirac Ciltlerinden birindeydi. Hatırlayanınız var mı? Yani okuyanlardan hatırlayanlar? Yok mu?
"Ruslar yakında sizi bırakıp çekilecekler. Ey Afganlılar, onları yeneceksiniz ama, birbirinizi yiyeceksiniz. Peştulu, Tacik, Dari, Hazari, Türkmen, Özbek, Sünni-Şii, Belucu, yiyin birbirinizi, bitirin birbirinizi, birbirinizle cihad yapın, için birbirinizin kanını."
Bu cümleleri hatırlayan var mı? 1987'de yazıldı bunlar. Yerini hatırlayan varsa bu cümleleri yarın Mir'ac kitabından bulup yayınlayabilir. Ruslar kaç yıl sonra çekildiler hatırladınız mı?
Kitaplarımı Yayınlatmanın Perde Arkası
<> 10 yıl
Aslında amacım ANALİST olmayı anlatmaktı, kendimi methetmek değildi. O gün bunları yazdığımda bana deli diyorlardı. Sovyetlerin çökeceğini ama Türk birliğinin kurulamayacağını söylediğimde ise "ZIRDELİ" dediler. Yayıncı Ali Eser, "Ben bunları yazdırtmam ve yayınlatmam, rezil oluruz" dedi.
Okuduklarınız ÇOK ÇOK süzülmüş şeklidir. Korkup yayınlatılmamış yığınla yazım var. (Bir kısmını bir arkadaşımız Mirac-4 ham maddesinde görmüş ve okumuştur. Ben göstermedim, kendisi merak ile gidip bulmuştur.)
<> Copy'lerini aşırmıştık.
O kitap yayıncının korkup da basamadığı şeyler.
<> Beğenmedikleri yerleri çizmişlerdi müsveddelerde.
Öyle bir kitap yok. O kitap, şimdiye kadar yayınlananlar içinden, yayıncının "Sakıncalı" dedikleri.
Hanif'im dedim, Hanefi diye yazdı. İF ve Fİ'yi anlatacaktım, yani determinizm ile indeterminizmin farkını, ama yayıncı, "Bu millet ot, ne anlar bunlardan?" deyince, onlar da yayınlanmamıştı. Hümanist bir temenni.
<> Genel bir talep var: Ne kadarı size ait bilmiyorum ama hemen istekler geldi bu copyler için.
Onları burada düzeltir yayınlarım merak etmeyin. Çünkü adamlar kafalarına göre çizmiş değiştirmişler. Hanif'im diyorum, "Hanif neymiş, biz Hanefi yazdık" diyorlar. Ne yaparsınız böylelerine?... Onu baştan toplayıp yazmak gerekiyor.
Edebali, Ali, Ayşe, Muaviye, Ebu Süfyan, Kur'an
Bugün şu Edeb Ali konusuna bir değinelim: Ali'nin, Hz. Ali ya da Allah'ımızın Ali ismiyle ilgisi yok. Ama (Ali İmran'daki gibi) ALİ = AİLE ile ilgisi var. Ali İmran = İmran AİLE'si demektir. (Bir terslik işte, hem Yüce, yüksek = Ali, hem de Aile anlamına gelen Ali (Aile, Maile vb) ikisi de Ali diye yazılıyor.) Edepli = Edib demektir, EDEB = Sonradan edeplenen demektir. Bu fark dikkatinizi çekti mi? Kimdir bu EDEB-ALİ?
<> Ede Balı
Hayır, Edeb Ali, Edeb ALİ. Edeb ailesi anlamına geliyor. Ali ismiyle ilgisi yok. Bu ailenin kökenine bir gidelim mi? Ne dersiniz? Yezid'in babası kimdi?
<> Muaviye
Muaviye. Onun babası kimdi?
<> Ebu Süfyan
Ebu Süfyan. Resulullah'ın can düşmanı, amansız düşmanı, Mekke Emiri, dolayısıyla Asir - Hicaz meliki.
<> Deniz Baykal o sebeple mi sahip çıkıyor Edebali'ye?
Baykal Süryani mi? Beyti dostçu mu? Mersinli Beytilerden mi? (Beytilik, Kapalıçarşı ve Tahtakale kuyumcu - dövizci esnafı demektir. Süryani tekelidir.)
Ebu Süfyan ile ilgili üç ayet vardır Kur'an'da.... 1. Abese... ve tavella... İlk üç dört ayeti yazar mısınız? (Yazan çok sevaplıdır:-))
<> 80-Abese/01: (Peygamber) Yüzünü ekşitti ve döndü.
<> 80-Abese/02: Kendisine ama geldi, diye.
<> 80-Abese/03: Ne bilirsin, belki o temizlenecek?
<> 80-Abese/04: Veya öğüt belleyecek de öğüt ona fayda verecek
<> 80-Abese/05: Ama buna ihtiyaç hissetmeyene gelince,
<> 80-Abese/06: Sen ona yöneliyorsun.
<> 80-Abese/07: Onun temizlenmemesinden sana ne?
<> 80-Abese/08: Ama sana can atarak gelen,
<> 80-Abese/09: Allah'tan korkarak gelmişken,
<> 80-Abese/10: Sen onunla ilgilenmiyorsun.
Burada Allah kime çıkışıyor biliyor musunuz, Mekke'nin emiri geçinen o putpereste. Onun adı nedir? Ebu Süfyan! Ülkenin en büyüğü ve Kureyş kabilesinin lideri, Hicaz'ın en zengini. (Mekke kentinin yarısından çoğu ve 200 KERVAN ona aitti.) Onun hiçbir fayda alamayacağı açıkça yazılı değil mi? Şimdi gelelim ikinci ayete, Hucurat-14.
<> 49-Hucurat/14: Bedeviler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "İslam olduk." deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
Tamam, şimdi bu ayetin niçin inzal olduğunu (Siyak-sibak) açıklayayım:
Kansız bir şekilde, Resulullah Medine'den Mekke'ye geliyor. Mekke'nin emiri, hani şu Resulullah'ı Mağaraya sığındıran (Örümcek ağı ve güvercin yuvasını anımsayınız), kanını içmek için yeminli şu HERGELE, Ebu Süfyan var ya, (Sakın Radyallahü anhi falan demeyin, Allah sizi affetmez), o, Resulullah'ın can düşmanı, Mekkenin yarısı, Hicaz'ın tamamı kendine ait ya, mal derdiyle ve Mekke meliki olarak şehri kansız teslim ediyor.
Ödü kopuyor ödlek'in. Ellerini yukarıya kaldırmış, benzi sapsarı, elleri tamamen yukarıda (Hands up!) "Teslim olduk" yani Arapçası "ESLEMNA" diyor. Arapça bilenleriniz baksın, orada ESLEMNA'yı görecektir. Hucurat 14'de "Kalatül Arabi = Araplar dediler ki", gördünüz mü?
<> "İslam olduk" da demek "qalu eslemna"
Hayır, eslemna, savaşta bir tarafın TESLİM olması, aman dilemesi demektir. Yani "Sırplar falan teslim olurken MÜSLÜMAN MI OLUYORLAR?" diye sorarlar adama ;-))
Evet fikriniz nedir? "Müslüman" olmadıkları şuradan belli, "Hayır, iman sizin kalplerinize inmeyecektir" denmiştir.
<> Bu Arap ırkçılığının Resulullah efendimiz öldükten sonra yeniden hortlaması.
Zaten orada Arablar deniyor, Bedeviler denmiyor. (Bedevi zaten Arapçadır ve çoğulu da Badiye'dir.) Allah Bedeviler demiyor, resmen TÜM ARAPLAR diyor. RUM suresi var, yani şehirli-göçebe diye ayrılıyor mu? İşte burada EDEB lafı devreye girecek.
<> Eski reisleri Ebu Süfyan'ın sıpalarına tabi oldular.
Evet Süfyanilik hiç ölmemişti ve ölmeyecek de. Bana itirazı ve buraya kadar sorusu olan var mı? İtiraz eslemna'dan gelebilir belki de? Bekliyorum!!!
<> Bunun Araplar anlamına geldiğinin anlanması çok mu zor?
Allah'ın kelime hazinesi sonsuzdur. Eğer Bedevi deseydi Kalatun Badiye derdi. Ama Kalatün ARABİ diyor. Yani Araplar dediler ki, "İman ettik", de ki, "Siz iman etmediniz, sadece ELLER YUKARI yapıp teslim oldunuz, iman kalplerinize inmedi."
Böyle yazıyor, bu Arapça, benim çok iyi bildiğim bir dil. Başka bir Kur'an meali daha bulabilir misiniz sanal ortamdan?
<> Hata mı, kasıt mı?
Hata-Kasıt, birazdan EDEB sözüyle çıkacaktır.
<> bedevi araplar, diyenler var ama metin açık a~rab=~arablar
<> fark etmez a~rab-ı badiye, a~rab-ı müsta~ribe
<> a~rab-ı ~arab
<> 49-Hucurat/14: Bedeviler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Beni anladınız değil mi? Ebu Süfyan peygambere itaat etti, böylece Allah'ın "Malını geri verin, eksiltmeyin" emri yerine geldi. Ama iman kalplerine yerleşmedi.
Onlar bir ailedir. İşte Ebu Süfyan, oğlu Muaviye, torunu Yezid. "Kulubihim = KalpLERine" diyor, anlaşılıyor mu? Tekil değil aile boyu bunlar imansız.
Muaviye, hakemi satın alıp, cumhuriyeti saltanata çevirmedi mi? Amr İbnül As'ı satın almadı mı?
<> Hristiyanlık için Paulus ne ise, İslam için de Emeviler odur.
Evet aynen katılıyorum. 4 cumhurbaşkanı dönemi bitirilmiş, yerine oligarşi / mutlakiyet, yani babadan oğula geçen saltanat getirilmiştir. İftira mı ediyorum?
<> Mızraklara Kur'an ayetleri saplamadı mı?
Evet, hatta bunu yaptıran da Hz. Aişe ANAMIZ'dır. Kur'an'da bir kaç ayetle Allah'ı meşgul etmiştir. Peygamber eşleri annelerimizdir ama, benim ANNEM hatalı ise eleştiririm. Annem diye Üff bile demem ama, KÖTÜ YOLDA ise, üf demeden engellemeye çalışırım.
Kadınlardan halife olamayacağı için Hz. Aişe Anamız, Muaviye'yi çağırdı (Suriye Valisiydi), Ali'ye karşı çıkmasını öğütledi, Kur'an sayfalarını mızrağa takması için o verdi. Amr İbnül As denen hakeme "Muaviye halife olunca, Şam valiliği boşalıyor, sen oraya geçersin" diye rüşveti verdi.
<> İfk hadisesinde, hadiste ~Aişe senin arkandan.....köpeklerinin havlayacağını görüyorum, demiş olduğunu hatırladığında, iş işten geçmişti?
İsyan ediyorum ama, ne yapayım ki, Resulullah eşleri ANAMIZ'dır, bundan ileri geçemiyorum.
<> Bunlar birer rivayet değil mi?
Burada yazılanların BİR TANESİNİ RİVAYET diye gösterecek bir kişi daha bulamazsın. Bunlar SİYER'dir. Siyer Resulullah GÜNCESİ, İslam Tarihi'dir. Rivayeti nereden çıkardınız? Mesela Amr İbnül As hakem değil miydi? Yüzüğü üçüncü bir kişiye takacağına kendini sattığı Muaviye'ye takmadı mı? Rivayet dediğiniz nedir, lütfen açıklayınız.
Size garip bir şey söyleyeceğim ki o bile rivayet değildir. Türk İslam tarihinde kancıklık-kalleşlik yapan yed-i eminlere İbnül Hakem denmiştir. Bugün bile maç satan hakemlere bu çirkin tezahürat yapılıyor. Bu bile rivayet değil. Hiç kimse çocuğuna YEZİD ya da MUAVİYE adını koymuyor. Neden acaba?
<> Ancak Aişe'nin halifelik sorunu ve Muaviye'ye KUR'AN yapraklarını vermesi için aynı şey söylenemeyebilir.
Kur'an, Hz. Aişe'nin yatak odasında ve yüklükteydi. Hz. Osman döneminde dört nüsha olarak toplanmak üzere Hz. Aişe'den alındı ve kağıda çekilerek deri, kemik vb olanlar yakıldı. Bir Nüsha YİNE Hz. AİŞE ANAMIZA bırakıldı. Diğerleri, Şam'a (Suriye eyaleti vb) gönderildi. Sayfa sayfa koparılan ve mızraklara takılan Kur'an, Aişe'nin Kur'an'ıdır. Bunun rivayet neresinde?
<> Bu, beş nüsha olamaz mı veya daha fazla veya çalınmış?
Siyer de 4 yazıyor. Eğer üç ya da onbeş dersek, Amerika'yı baştan keşfetmek gerekiyor. Çünkü o dönemde üç eyalet ve bir de merkez vardı. Yani 4 Kur'an'ın gerekçesi budur. Onlar üç kuşak birden "ESLEMNA" idiler. Malı mülkü kurtardı Ebu Süfyan. Oğlu da, babasının Mekke Melik'i ve Hicaz Emiri olduğu o haşmetli günleri özledi. Hz. Aişe de bu işi kaşıdı.
<> Korunan zikr, anlamı? İniş sırası, furkan, 1. sema'da, hangisi?
<> "onu zikri biz indirdik"
Evet "Korumak da bize düşer, bu Allah'ın üstlendiği bir vaaddir."
Allah, Kur'an'ı, kitabı demiyor, ZİKRİ biz indirdik diyor. Biz koruyacağız diyor. Korunan Kur'an değildir. Ayetlerin iniş sırası ile şimdiki tertip sırası bir fecaattir. O yetmiyormuş gibi, sureler ve ayetler birbiri içinde eritilmiş.
Bir deste iskambil kağıdı alıyorsun, bunlar fabrikada sıraya konmuş ve açılmamış. Ama daha sonra bu iskambil kağıdını karıyorsun. Yani yine 52 kağıttır ama SIRASI karışmıştır. Kur'an'da böyle. İndiği gibi değil (52), karılmış, karıştırılmış ama yine 52. Zikri korumak budur. 52 ise 52'dir, fazla ve eksik yoktur. Kur'an ile çok oynadılar. Bilen var mı, son inen sure hangisidir?
<> Nasr
Pekiyi, son inen ayet hangisidir? Bilen var mı?
<> Ayet içeriğine bakılırsa Maide.
Evet Maide Suresinin üçüncü ayetindeki, "Bugün sizin dininizi tamamladım... İslam koydum adını ve razı oldum" bölümü, Maide suresinin 3. ayetinin arkasındaki 4. ayettir.
<> 5-Maide/3: Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kafirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım ve size din olarak islamı seçtim. Kim son derece aç ve çaresiz kalır da günaha meyletmeksizin mecbur kalırsa şüphesiz Allah mağfiret edendir merhamet edendir.
Kim ki başı darda kalırsa... İslamı seçtim'den sonrasını yazalım.
<> "Kim son derece aç ve çaresiz kalır da günaha meyletmeksizin mecbur kalırsa şübhesiz Allah mağfiret edendir merhamet edendir."
Şimdi Gelelim biz son sure olan NASR'ın (Nas değil, İza cae nasrullahi) tamamı olan üç ayeti yazalım.
<> 110-Nasr/1: Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
<> 110-Nasr/2: Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
<> 110-Nasr/3: Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
Şimdi de buna dördüncü yani son ayeti ekleyelim:
<> Bugün kafirler, sizi yoldan çıkarmakta ümitsizlerdir. Onlardan değil benden korkun. Bugün sizin dininizi tamamladım ve size din olarak islamı seçtim. Bundan razı oldum.
İşte bir daha toplayabilirsek, üç ayet halinde okuduğumuz Nasr suresinin tamamını yazabiliriz.
<> 110-Nasr/1: Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
<> 110-Nasr/2: Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
<> 110-Nasr/3: Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
<> 110-Nasr/4: Bugün kafirler, sizi yoldan çıkarmakta ümitsizlerdir. Onlardan değil benden korkun. Bugün size dininizi tamamladım, üzerinize ni~metimi tamamladım, sizden İslam dini üzere razi oldum.
Evet bunu ekleyeceğiz. İşte bu böylece ZİKİR'in korunmasıdır.
Şimdi gelelim, Maide suresini ıslah etmeye (Zikri korumaya). İçinden çekip aldığımız bu ayet hariç kalanı yazar mısınız? "Leş kan domuz eti..." diye.
Maide üçün başından itibaren...
<> 5-Maide/3: Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Bugün kafirler, dininize karşı ümitsizliğe düşmüşlerdir. Onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün dininizi kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım ve size din olarak islamı seçtim. Kim son derece aç ve çaresiz kalır da günaha meyletmeksizin mecbur kalırsa şüphesiz Allah mağfiret edendir merhamet edendir.
Şimdi bu ayeti "doğru yoldan çıkmaktır"dan itibaren siliniz.
<> 5-Maide/3: Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır.
Ve devam edelim, "kim son derece aç kalırsa" diye....
<> Kim açlıktan daralır, günaha istekle yönelmeden bunlardan yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Çünkü Allah bağışlayan, merhamet edendir.
<> Kim son derece aç ve çaresiz kalır da günaha meyletmeksizin mecbur kalırsa şüphesiz Allah mağfiret edendir merhamet edendir.
Evet bu son haliyle bakın, domuz eti vb nasıl bağlandı ayetin tamamına. Farkettiniz mi?
<> siyak ve sibak uydu
İsterseniz, biriniz Maide üçü (İçindeki ayetlerimizi yazmayarak) bütün olarak yine buraya bir toplasın, çünkü chat asılacak, yanlış anlaşılmasın.
<> 5-Maide/3: Leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkasının adı anılarak kesilen; boğulmuş, vurulmuş, yukardan düşmüş, boynuzlanmış, canavar yırtmış olup da canlı iken kesmedikleriniz; dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanan hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet (şans) aramanız size haram kılındı. Bunların hepsi doğru yoldan çıkmaktır. Kim son derece aç ve çaresiz kalır da günaha meyletmeksizin mecbur kalırsa şüphesiz Allah mağfiret edendir merhamet edendir.
Tamamdır. Şimdi de Nasr suresini yazalım. Sonuna Maide'den çıkan bölümü ekleyeceğiz.
<> 110-Nasr/1: Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde,
<> 110-Nasr/2: Ve insanların dalga dalga Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde,
<> 110-Nasr/3: Rabbini öğerek tesbih et, O'ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.
<> 110-Nasr/4: Bugün kafirler, sizi yoldan çıkarmakta ümitsizlerdir. Onlardan değil benden korkun. Bugün size dininizi tamamladım, üzerinize ni~metimi tamamladım, sizden İslam dini üzere razi oldum.
Tamam. Bütünlüğü gördünüz mü? Gördünüz mü? İşte bu ZİKR ile KİTAB farkıydı. Ayetleri salak Araplar oradan oraya sürüklemişler. Salak diyorum çünkü Allah daha çok hakaret ediyor. Tevbe 97'yi yazar mısınız? "El Arabü eşşedide küfran ve nifaken..." diye
<> 9-Tevbe/97: Bedeviler inkar ve münafıklık bakımından daha beterdirler. Bununla beraber Allah'ın, Resulüne indirdiği (hükümlerin) sınırlarını bilmemeye daha yatkındırlar. Allah alimdir, hakimdir.
Bedevi değil ARAPLAR diyor; EşŞedide = EN EN ŞİDDETLİDİRLER, KÜFRAN = KAFİRLİKTE, VE NİFAKEN = MÜNAFIKLIKTA. Bunları söyleyen Allah; ben salak demişim, çok görmeyiniz. Ve daha da beteri ne biliyor musunuz? İzleyen ayette:
<> 9-Tevbe/98: Bedevilerden kimi de var ki, verdiğini angarya sayar ve sizin üzerinize belalar gelmesini bekler. O çirkin belalar kendi başlarına olsun! Allah herşeyi işitendir, bilendir.
Allah'ın Resulüne indirdiği KUR'A'IN EN MAHDUT ARAPLAR BİLİR diyor. Anlamı şu: ARAPLAR ARAPÇA BİLMEZ, ÇOK AZ BİLİRLER diyor. Dikkat ediniz, bunları göreceksiniz. Özellikle Arapça bilenleriniz yardımcı olursa...
Yukarıdaki ifadeye itirazı olan var mı? Bu Kur'an'dır, şakası yoktur, elbette itiraz ediniz.
<> Arapların bir şeyleri parçalama bozma hünerleri fazla.
Evet 98. ayette, DTM'ye saldırıyı bile okuyabilirsin. "Başlarınıza bela gelmesini isterler" ama "Belalar onların üzerine olsun". Allah Araplar'ı tüm kavimler içinde YERDEN YERE VURUYOR, fark ettiniz mi? "En şiddetli kafir ve münafıklar" diyor. "Kur'an'ı bile anlamaMAya en layık bunlardır" diyor. Arapların Arapça bilmediğini yazıyor. (Bakınız Danimarkalı ben biliyorum.)
<> Arablar'ın cidarları var anlama sınırlarında.
Maide suresi içine son suresin son ayetini getirip rastgele sıkıştıracaksın, sonra da "Cebrail geldi, Kur'an'ı böyle dizdi" diye Hadis uyduracaksın. O zaman Cebrail'den kuşkulanırım ben! Daha getirdiği Kur'an'ı bile dizmekten aciz diye...
Şu hadislere lütfen inanmayın. Size gösterdiğim Hanif yöntemlere inanın, karlı çıkacaksınız.
Araplar dünya tarihinde (300 yıl sonra bile) iki kere bir araya gelmişlerdir ve bir daha da gelmeyeceklerdir:
1. Resulullah döneminde
2. Osmanlı döneminde
Bir daha ASLA bir araya gelmeyeceklerdir. Allah Arapları yerden yere vuruyor ama, Kur'an'ı onların dilinde indiriyor. Allah Yahudileri "Dünyalara üstün kıldık" diye övüyor ama LANETLİYOR. İblis'i lanetlediği gibi...Araplar lanetsiz, aşağılık; Yahudiler lanetli, ama ÜSTÜN diye gösterilmiştir Kur'an'da.
<> 1799'da ilk kez Vahabiler ortaya çıktı, hacca gitmek istediklerinde Mekke emiri ve Mekke uleması onların sapık olduklarına karar vermiş ve görüldükleri yerde katledilmelerini deklare etmişti.
Wahhabilik Abdulvehhab'ın değil, İngiliz sisteminin getirdiği bir DİN tarzıdır. İngilizler bunu hep yaparlar. (Babilik, Kadyanilik, Bahailik vb İngiliz çıkarımlarıdır.)
<> Bugün, nerede ise tüm Arap coğrafyası, hatta Çeçenistan, Afganistan, Endonezya'da bile en etkin grup oldular.
Petrolün gücü. Ancak yeni bir kuşak Arap gençliği var. Dünyanın en hızlı nüfusu artan ülkesi yüzde itibariyle Suudilerdir. Her biri trilyarderdiler. Ancak artan şu dehşetli nüfus yüzünden, yeni kuşak, milyarder gelecek kuşak ise milyoner olacaktır.
Sonrakini düşünmek bile istemiyorum. Çünkü petrol bitecek ve Afganistanda bitki kökü yiyenlere dönecekler. Sıkı bir analist bunları görür ve söyler.
Şu yazılanları lütfen çok iyi okuyunuz. HANİF olmak çok zordur. Kimsenin görmediğini görmek zorundasınız. "Rabbim ilmimi artır" böyle tecelli edecektir.
<> Nötrinosuz zamana az kaldı.
İlmin yapıldığı yerde vesvese ne yapabilir bize?
<> Şöyle bir hadis var: Sabahın erken saatlerinde elde edilecek bir bilgi kırıntısı namazdan hayırlıdır.
Kur'an okunurken NAMAZ KILINMAZ. OKU emri SALATTAN ÖNCEDİR. Ayet var. Son olarak sana bir sır vereyim mi? Şuara suresinin son ayetine bir bak. 227 galiba. Şuara son ayeti yazabilir miyiz?
<> 26-Şuara/227: Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah'ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir.
Buradaki haksızlığa düşüp kendilerini savunan ve intikam alan birilerinden söz edilmektedir. Bunların kim olduğu da 226. ayette yazılıdır.
<> 26-Şuara/224: Şairler(e gelince), onlara da sapıklar uyar.
<> 26-Şuara/225,226: Onların her vadide şaşkın şaşkın dolaştıklarını ve gerçekte yapmadıkları şeyleri söylediklerini görmedin mi?
Buradaki Şuara = Tasavvuf şairleridir. Aşk ehli bazen yakin'liği tutturarak Allah'ı gözle gördüklerini, Allah ile birlendiklerini (Hint Nirvana ekolü) yazıyorlardı. Edeb Ali bu kategoridendir. O şaşkınların vadilerde (Kıtalararası da demektir. Amerika'ya sığınanları unutmayalım.) gezdiklerini öğreniyoruz.
Ama son ayette, bu şairler içinde (Mevlana, Yunus, Bektaş Veli vb.) İSTİSNADIR. Ve Edep Ali'nin onlara yaptığı haksızlık da vurgulanmaktadır.
Devlet'e karşı Ordu getirilmiştir. EdebAli'nin mecnun dediği Yunus'un dili dilimiz olmuştur, Osmanlıca denen Divan şiirleri değil. İşte intikam alınmıştır.
Bütün dergahlar ve zaviyeler kapatılmış, ama MEVLEVİLİK İSTİSNA!
Bakın "Rafizi, Kızılbaş" diye Edebali'nin yerden yere vurduğu Bektaş, Ordunun piri olmuş ve intikamını almıştır. 227 bunu diyordu.
Şeytanlar kimin üzerine inerler biliyor musunuz? = "Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır" diyenler üzerine... 223. ayeti bir yazabilir miyiz?
<> 26-Şuara/221: Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi?
<> 26-Şuara/222: Onlar, günaha, iftiraya düşkün olan herkesin üzerine inerler.
<> 26-Şuara/223: Onlar, (şeytanlara) kulak verirler ve onların çoğu yalancıdır.
İŞTE BU DA ŞEYHLER İÇİNDİ. Düşünüp ders alalım. Hanif olalım.
221-227 arasını çok iyi okuyunuz. Orada koskoca İslam tasavvuf ve hatta Şiir gibi sanatların TARİHİ yatıyor.
O Kur'an'dır ki, onda hiçbir şey EKSİK bırakılmamıştır. Tastamamdır ve en ince ayrıntısına kadar detaylandırılmıştır.
<> Allah razı olsun
:-) Herkesten razı olsun. Seni çok yordum ama, "Siz onların çektiğini çekmeden Cennet'e gireceğinizi mi sanıyorsunuz?" diye bir ayet var, tam senlik. :-) i.g bye.
Comments